menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İYİ VE KÖTÜ ARASINDA MEDYA

19 0
thursday

Geçen yazıda Muhammed İkbal’in şiirinden hareketle liberal iktisadın timsahlar ile ördeklerin serbest sularda yüzdüğü –aslında yüzdürüldüğü- dizen olduğunu söylemiştik. İddialarının aksine liberal politikaların aslında kitleleri yanıltan illüzyonlar olduğunu söyleyen çok kişi var ki, bunlardan biri Wallerstein’dir. Eğer sular ördekler ve timsahlar için özgür ise, tabii ki timsahların ördekleri afiyetle yutması bir tabiat yasasıdır.

Liberal iktisadın uygulandığı ülkelere bakalım, sosyal tabakalar arasında mesafe büyüyor, sosyal tabaka sosyal sınıfa dönüşüyor, bunun tabii sonucu belli referansları ve tesanüd noktaları olması gereken toplum dramatik bir çözülmeye uğruyor. Aile dağılmaya yüz tutması, boşanmaların artması, evliliklerde azalma baş göstermesi, macunun tüpten çıkması gibi katının evden çıkması, çocukların kreşlerde büyümesi bununla ilgilidir. Çocuğunu kreşte büyüten anne baba huzur evinde ölecektir, öyle de oluyor.

Din, gelenek ve aile zayıflamadıkça söz konusu yıkıcı politikaların uygulanması mümkün değil. Gayri tabii zeminde değişen sosyal rollere paralel hiyerarşi bozulduğu ve yerine yeni bir düzen ikame edilmediği için patolojik kat sayısı yüksek , yeni bir kaos ortaya yaşanıyor. Şiddet bu kaosun sonucudur.

Geleneksel toplumlardan çok, modern ve post-modern toplumlarda gözlenen bütün bu olguların medya ile olan iligisi nedir?

Sosyolojik olarak şöyle bir olgudan söz edebiliriz:

Medya şiddet haberlerini, cinayetleri ne kadar çok veriyorsa veya olumsuz bir fiili ne kadar öne çıkarıyorsa, o olayda artış meydana geliyor. Rahmetli Said Nursi, bunu gayet veciz ifade etmiştir: Batılın tasviri zihinleri idlal eder.

İntihar olaylarından örnek verelim: Mesela birinin intihar etmek üzere boğaz köprüsüne gidip halatlara yapıştığını, polis yanında medya elemanlarının da gelip bu........

© Mir'at Haber