ALGI İLE OLGU ARASINDA MEDYA
Medya bağlamında iki anahtar terim üzerinde duracağız: Algı ve olgu
Algı herhangi bir gerçeklik/hakikat değeri olmayan kanaat, fikir, yargı veya zandır; olgu ise ister fiziki ister sosyal veya psikolojik olsun, belli bir gerçekliğe, hakikate dayanır.
Bugün insan bu ikisi yani algı ile olgu arasında şaşırmış vaziyette sağa sola savrulup duruyor, söz konusu savrulmada medya önemli rol oynuyor.
Savrulmada birinci amilin devletten kaynaklandığı düşünülür, bu doğrudur ama modern zamanlarda kitleler sadece resmi kurumlara değil, medyaya da maruz kalıyorlar, medyanın etkin rol oynadığı bu süreçte kitleler inşa edilen, üretilen bir nesnedir. “Kitle” kelimesini kullanıyorum çünkü kitle “toplum veya halk” olma özelliğinden uzak beşeri yığıntıdan ibaret. Dolayısıyla kolayca yönlendirilen, manipüle edilen, hatta determine edilen insan yığınlarına “kitle” demek daha yerinde olur.
Devletlerin resmi kurumları gibi sivil alanda faaliyet gösteren medya karşısında da zihin hamdır. Baudrillard, medya karşısında kitleleri süngere benzetir. 24 saat boyunca televizyonlar, radyolar, gazeteler, internet siteleri, sosyal medya vesaire kitlelere durmaksızın su pompalandığını düşünelim. Edilgen kitleler kendilerine pompalanan şeyleri alıyorlar. Bunların çoğu çöp kutusuna atılacak şeylerdir, mesela magazin programları, sporla ilgili haberler ve yorumlar vs.. Bu haber ve iletileri beyin sünger gibi emiyor, gece yatarken de yine sünger gibi sıkıp atıyor. Hani süngeri sıktığınızda suyu atarsınız ya, kitleler de öyle yapar ve uyur fakat yine de günboyu emilen suda tortular vardır, tortular kalır ve zaman içinde süngerde kalan tortular katılaşır, taşlaşır. İşte modern toplumun pek övündüıü kültürü bu sayede oluşur.
Devletler zihinleri biçimlendirmek üzere muazzam bütçeler aracılığıyla, eğitime, öğretime büyük önem verirler. Hakikt-i halde eğitim ve eğitim kurumları baştan sona propagandadan ibarettir. Lulu, meşhur kitabı “Teknoloji”de modern devletin, eğitim üzerinden sadece propaganda yaptığını söyler. Çocuğu küçük yaştan, hatta okul öncesi dönemde alır, üniversiteden mezun edinceye kadar 16-20 sene eğitir. Eğitmek demek, insanı bir........
© Mir'at Haber
