İNSAN…
İyiliğin ve kötülüğün aynı zeminde buluştuğu ender ve şaheser bir yaratım eseri olarak insan, yaratılmış her varlığın iyiye ve kötüye yönelik eğilimini de belirleme özelliği kazanarak sorumluluk sahibi bir varlık olarak ceza ve mükâfat alacak bir yapıya sahiptir.
İnsan, bir teklif ile muhatap olmuş, bu teklife evet demiş ve gereğini yaptığı zamanda ise hem yeryüzünde bir selam/barışın ikamesi oluşacak ve hem de ahirette cennette ağırlanarak mükâfatını alacaktır.
Yeryüzü serüveni ile insan, bir imtihan gerçeği ile yüz yüze kalmaktadır. Bu imtihan gereği ise onu yoldan çıkaracak şeytan ve yardımcıları da devreye girmektedir. İnsanın kötüye meyyal yaratılışı şeytanın işini kolaylaştırmakta ve böylece insanı aldatmanın farklı yöntemlerini uygulayarak onu yoldan çıkarmaya çalışmaktadır. Ama Yüce Yaratıcı olan Allah, insana merhamet göstererek ona yol gösterici bir Kitap ve bu kitabı uygulayarak gelen bilginin eyleme dönüşmesinin örnekliğini gösteren bir Resul/Elçi de göndermektedir. İşte Şeytanın ayartmalarına karşı vahyin yol göstericiliği de denge için temel bir işlevselliğe sahiptir. Yani insan için kaçamak ve kaçacak bir yol, yordam ve yöntem kalmamaktadır.
İnsanın sahip olduğu her duygunun iki boyutlu olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Neye sahip ise insanoğlu, onun iyiye kötüye yönelik bir özellik taşıdığını da bilmeli ve bu bilgiyi idrake dönüştürebilmelidir. İnsan, unutkandır. Bu unutkanlık, çoğu zaman, etkileşim üzerinden dengesini bozmaya yönelik algılara kapıyı kapatmak için bir vesiledir. Ama eğer, iyilik, doğruluk, güzellik ve benzeri şeyleri unutursa, özellikle de yaratılmış bir varlık olduğu gerçeğini unutursa bu onun sonunu getirir. İnsan, her daim, kendi yapıp ettiklerinin bir sonucu olarak karşı karşıya kaldığı bir durum, olgu ve olay ile karşılaşacaktır. Önemli olan bu karşılaşmayı iyiye yönelik bir eğilim üzerinden gerçekleştirebilmektir.
İnsanın karşı karşıya kalığı her durum ona ikili bir yapı sunmaktadır. İşte bu noktada denge, o ikili yapıyı sağlıklı ve doğru bir zeminde lehine kullanma imkân ve ihtimalini sunar. Unutkanlıkta olduğu gibi, başına gelen kötü bir şeye karşı göstereceğin tepkinin niteliğinde de bu olgu saklıdır. İnsan, karşı karşıya kaldığı her durumu bir sınama olarak gördüğü zaman tepkiselliğini ona göre yeniden düzenleme imkânını kazanır. Ayrıca insanın kendisi için şer/kötülük olarak gördüğü şey iyilik, kendisi için iyilik olarak gördüğü şey ise kötülük olarak ortaya çıkabilir. Burada iyilik ve kötülük kişinin kendi akli ve tecrübî........
© Mir'at Haber
