menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Sabır ekonomisi

11 20
yesterday

Tohum, toprağın altına gömülür. Karanlık, sessizlik ve yalnızlık… Hiç kimse onu görmez, duymaz ve alkışlamaz. Ama o boş durmaz; kök salar, güç toplar, göğe doğru uzanmanın planını yapar, çalışır. Onu toprağın üstünde görmek… Aslında toprağın üstünde gördüğümüz aylarca süren görünmeyen bir emeğin meyvesidir.

Biz ise sabretmeyi çoğu zaman “hiçbir şey yapmadan oturmak” zannediyoruz. Oysa sabır, pasif bir bekleyiş değil; aktif bir çabadır. Sabır, zor şartların düzelmesi için elinden geleni yapıp, sonucu Allah’a teslim etmektir. Ektiğin tohumun sulanması, toprağın havalandırılması, zararlı otların temizlenmesi, bitkinin yeteri kadar güneşlendiğinden emin olmaktır… İşte bütün bunlar sabrın işleyen tarafıdır ama modern çağ bize aceleciliği “başarı” diye satıyor. Yemek birkaç dakika geç gelse sinirleniyoruz, mesajımıza hemen cevap verilmezse kırılıyoruz, başladığımız bir işte ertesi gün sonuç bekliyoruz. Sabırsızlığımızı “zaman yönetimi” diye adlandırıyoruz; oysa bu, hayatın doğal ritmine karşı açılmış gizli bir savaş...

Sabır, bir ekonomi gibidir. Ne kadar yatırım yaparsan, o kadar bereketli kazanç elde edersin. Fakat yatırımın karşılığı hemen gelmez; süreç bazen aylar, bazen yıllar ister. Ve tıpkı gerçek ekonomide olduğu gibi kısa vadeli hırslar uzun vadeli iflasa sebep olabilir. Bugün gençler birkaç sayfa kitapta........

© Milli Gazete