İslam’ın unutulan cephesi: Beyaz önlükle cennete giden yol
Arkadaşlar, Firavun ile herhangi bir Müslüman arasında fiziksel bir fark yok; bugün de Müslüman olanla olmayan arasında dış görünüş bakımından bir fark yok. İnsanı Müslüman yapan şey, bir A4 kâğıdının ön-arkasını dolduracak kadar bilgi ezberlemek değildir. Cennete girdiği kesin olan sahabilerin iman ettiği hakikatler, 14 puntoyla yazsanız bir A4’ü doldurmaz; 25 puntoyla zorlasanız belki dolar. Peygamberime “Muhammed, bizden ne istiyorsun?” diyen adam, on dakika sonra şehit olup cennete gitti. On dakikada ne okuyabilir ki? Demek ki cennetin anahtarı ayrıntılarda değildir; ayrıntılarda çoğu zaman kaos vardır.
La İlâhe İllallah Muhammedür Resûlullah
İslam budur: “La ilâhe illallah Muhammedür Resûlullah.” Firavun’un reddettiği, müminin kabul ettiği temel budur. Ağaçtan okyanusa, dağdan toprağa, insandan hayvana, uzaydan galaksilere kadar ne biliyorsam hepsi Allah’ındır. O’nun olmadığı bir yer yoktur. Buna iman ettiğinde “la ilâhe illallah” diyorsun. Bu yüzden “hiçbir güç İslam’ı söndüremez, Mescid-i Aksâ’yı ebediyen yok edemez” diye iman ediyorsun. Cennete giriş belgesi bu tevhidden doğar. Sonra cennetin neresine, ne zaman gireceğin ayrıntısı için namaz istenir, oruç istenir, helâlleşmen istenir, faizden uzak durman istenir; büyük emir ve yasaklara bağlılık talep edilir. Ama “cennetliktir” müjdesinin kapısını tevhid açar.
Sağlık ve kulluk: Doktorun yeri
Bu büyük gerçeğin içinde “hasta” da, “doktor” da vardır. Biri diplomasıyla tedavi sunar ve para kazanır; diğeri ise “Allah var, gerisi yok” bilinciyle, “beni bu işe ezelde seçen Rabbimdir” diyerek mesleğini kulluğa dönüştürür. İnsanlar bizi “doktor bey/hanım” diye görür; ama biz, beynimizin derininde, “kulluğuma halel gelmesin” diye düşünürüz. Hem rızkımızı kazanır hem Allah’ın rızasını........© Milli Gazete





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein