Kurtlar, Koyunlar ve İktidarın Döngüsü
Elias Canetti, Kitle ve İktidar adlı eserinde, güç ve kitle ilişkilerini ele alırken, tarihsel sürecin alışılmış döngülerine dikkat çeker. Kitaptaki çarpıcı bir cümle, belki de tüm modern toplumların temel sorunsalını özetler: “Sevgili dostum, hep kurtlar koyunları yemiştir; bu kez koyunlar mı kurtları yiyecek?” Bu soru, basit bir metafordan öte, toplumun, otoriterlik ve iktidar mekanizmaları karşısındaki konumunu sorgulayan bir uyarıdır. Canetti, tarih boyunca zayıfın güçlü tarafından baskı altına alındığını ve bu döngünün neredeyse kaçınılmaz bir doğal düzen gibi işlediğini vurgular. Ancak söz konusu cümle, bu düzenin kırılabileceği ihtimalini de içerir; yani “koyunlar” artık edilgen bir şekilde bekleyen pasif kitleler olmayabilir.
Tarihsel perspektiften bakıldığında, kurtlar ve koyunlar metaforu, güç ilişkilerinin evrensel bir temsilidir. Kurtlar, siyasi, ekonomik veya toplumsal iktidarı elinde bulunduran azınlıkları simgelerken; koyunlar, bu güce maruz kalan geniş kitleleri temsil eder. Bu ilişkide temel belirleyici, kitlelerin kontrol altında tutulmasıdır. Otoriter rejimler ister monarşik ister totaliter biçimde olsun, her zaman kitleleri disipline etmenin yollarını aramış, onları gözlemleyip yönlendirmiştir. Burada Canetti’nin dikkatimizi çektiği unsur, kitlelerin yalnızca edilgen nesneler olarak görülmemesi gerektiğidir. Kitle, bastırılmış, sindirilmiş ve görünmez kılınmış olsa bile, kendi iç dinamikleri ve potansiyeli ile iktidar üzerinde belirleyici bir etkiye sahip olma kapasitesini barındırır.
Modern toplumlarda bu güç ilişkisi daha da karmaşık bir hâl alır. Kitle iletişim araçları, sosyal medya ve dijital gözetim mekanizmaları sayesinde iktidar, kitleleri doğrudan şekillendirebilir, onların algılarını ve davranışlarını yönlendirebilir. Ancak Canetti’nin öngördüğü üzere, bu kontrol mutlak değildir. Her baskı, biriken tepkiyi de beraberinde getirir. Tarihte görülen toplumsal ayaklanmalar, devrimler ve direniş hareketleri, kitlelerin bastırılmış öfkesinin iktidara karşı harekete geçmesinin somut örnekleridir. Dolayısıyla Canetti’nin metaforu, yalnızca bir olasılık sorusu değil, aynı zamanda uyarıcı bir kehanet niteliğindedir: kitleler eğer belirli bir eşik aşılırsa, kendilerini ezen kurtlara karşı harekete geçebilir.
Otoriterlik, kitle-iktidar ilişkilerinde temel bir değişken olarak karşımıza çıkar. Tarih boyunca otoriter rejimler, sadece güçlerini korumakla kalmamış, aynı zamanda kitleleri iktidarlarını doğal ve kaçınılmaz bir düzenin parçası olarak görmeye ikna etmeye........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d