Öz ve Biçim
Genel olarak varlık (mevcut) ve nesne (şey) öz ile biçim ögelerine (unsurlarına) ayrılarak kavrayış düzeyine çekilip anlaşılmaktadır ve anlatılabilmektedir. Ayrıca öz (cevher, töz) ile biçim (şekil, form) kelimelerinin ya da kavramlarının gündelik dilden başlayarak felsefeye, sanata, edebiyata, hukuka, siyasete varıncaya kadar anlam ve kavrayış çeşitliliğine, farklılığına yol açtığı bilinmektedir. Sözgelimi sanatta ve edebiyatta öz ve biçim ilişkisi, bazen sanatın varlığının ön şartı sayılabilecek derecede belirleyici bir ölçü işlevi görebilmektedir. Felsefe alanında özün belirleyici temel ilke olduğu görüşünü Aristoteles ortaya koymuş ve yüzyıllarca baskın bir öğreti olarak, özellikle Ortaçağ skolâstiğinin kaynağı olmuştu. Bu öğretide öz, varlığın, nesnenin biçimini, en önemlisi amacını da belirlemekteydi.
Benzer bir durum hukuk alanında da söz konusu olabilmekte, yerine göre hukukun geçerlilik ve yürürlük kazanabilme niteliğine dönüşebilmektedir. Bağımsız bir........
© Milli Gazete
