Üniversiteye yeni başlayan kardeşlerle içilen ilk çayın konusu: Farkındalık
Nedenini bilmiyorsun. Ortaokulu, liseyi neden okuduğunu bilmiyorsun. Doğal olarak neden üniversite okuman gerektiğini de bilmiyorsun. Ama heyecanlısın. Yeniliğin verdiği bir dirilik… Her şeye rağmen… Belki uzak diyarlara yolculuk yapıyorsun. Evden ilk defa uzaklaşıyorsun. İçinde anlamlandıramadığın bir sıkıntı var. Direkt hüzün olarak tanımlayamıyorsun. Korku değil sadece ama bir gerginlik var. Aynı zamanda yeni bir maceraya atılmanın verdiği coşku… İçin kıpır kıpır… Çok havalısın. Bir birey olma yolunda ilk adımı atmış gibi hissediyorsun. Tüm dağları tuzla buz edebilirsin. Nehirler içsen kanmaz durumdasın… Ya da Türk filminden hallice bir hayatın içerisinden çıkıp gelmişsindir… Sakinleşmeye çalışıyorsundur. Yokluklar… Kavgalar… Davalar… İmtihanlar… Enkaz altından çıkarılan depremzedeye sarılan battaniye gibi gelmiştir üniversite… Yahut bu ve benzeri hiçbir duyguyu yaşayamayacak kadar hedonist, ruh hastası bir kafaya sahipsindir. Karşı cinsle kuracağın diyalogları, arkadaşlarınla saatlerce kahvehanelerde veya alışveriş merkezlerinde kalmayı, saçma sapan öğrenci evi geyikleri kurguluyorsundur kafanda… Özgürlüğün tadını çıkarmaktan başka hiçbir şey düşünemiyorsundur. Yahut düşünemiyorsundur… Ya da… Neyse… Belki bir ihtimal gerçek bir davan vardır ve bu yüzden kendini geliştirmek istiyorsundur. Olmaz ya…
Üniversite Ne Değildir?
Yıllardır üniversitede her anlamda görev yapan bir abinin ısmarladığı, hoş geldin çayı eşliğinde edilen muhabbetimizin ilk faslı farkındalık… Üniversite ne değildir?
Üniversite İş Bulma Kurumu Değildir
Toplum memur olmak için yaşıyor. Aynı toprağı, aynı gökyüzünü, aynı güneşi paylaştığımız Müslümanlar, rahatlığa tapıyorlar. Hayatta yaşanılan sıkıntıları en aza indirmek için kendi ellerimizle yaptığımız memuriyet adlı bir put durur her evin baş köşesinde… O kadar ki fabrikatör memura özenir. Yav biz trilyonluk hayatlar yaşıyoruz.........
© Milli Gazete
