Yılan bir kişiyi, yalan bir toplumu zehirler
Yılan, ısırdığı kişiyi zehirler. Yalan söyleyen ise herkesi zehirler.
Yalan söyleyen çoban ise sürüyü, baban ise aileyi, başkan ise toplumu zehirler.
Öyle olmadı mı?
“Sonunda kurulacak masada payımızı almak için ABD’nin operasyonlarına her türlü desteği vereceğiz” yalanı ile Irak, Afganistan, Libya ve Suriye’deki katliam ve zulümlerine destek verip en acımasız metotlarla milyonlarca Müslüman’ın akıtılan kanlarına; bu yalan dolayısıyla zehirlenip destek verenlerin ellerini bulaştırmadılar mı? Üstelik masaya falan da oturtulmadılar.
“Devlet bütçesinden 1 kuruş harcamadan otoyollar, devasa köprüler, dev hastaneler yapıyoruz” sözü yalan çıkmadı mı? Toplumun büyük bir kesimi bu yalana inandı ve bugün ve daha uzun yıllar bu “yap-işlet-devret” usulü yaptırılan eserler, maliyetinin bilmem kaç katı olarak sırtımıza yük olarak bindirilmedi mi?
“Yerli uçağımız havada, yerli arabamız yollarda, yerli tankımız ordumuzda” yalanları ile kaç seçim kazanılarak ve ithalat rekorları kırılarak israf bataklığına batırıldı bu toplum?
“Dünyada ekonomisi en güçlü 10 ülke arasına giriyoruz” yalanları ile, toplumun dar gelirli kesiminin enflasyon ve faiz tuzakları ile ekonomideki payını alarak zengine boca edilip, yani vahşi kapitalist sistem başımıza bela edilerek, borca batırılmış ve yağmalanmış bir ülke haline getirilmedi mi bu ülke?
Söyledikleri yalanların boyutunu söyledikleri şu cümle göstermiyor mu?
“Ay’a dört şeritli yol........
© Milli Gazete
