menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (40)

32 0
18.05.2025

1. Alt Fasıl:

Kendine Bakışı

Bütün Memlekete hâkim olan tapınış manzarası, onun irâdesiyle oluyordu; böyle bir rejimde başka türlüsü zâten düşünülemezdi… Şu veyâ bu sûretle teşvîk ettiği bu manzaradan büyük memnûniyet duyuyordu; çünki şahsıyet yapısı böyleydi…

Tıb Prof. Dr. Sâim Ali Dilemre’nin teşhîsi: “Mustafa Kemâl’in vilâdî olan kıskançlığı ve megalomanisi”

“Mutlak Şef” hakkında esâslı bir şahsıyet tahlîlini, Ankara Adlî Tıb Müdürü, Marazî Teşrîh (pathologie) Ord. Prof. Dr. Sâim Ali Dilemre’ye (İstanbul, 1880 – 14.2.1954) borcluyuz. Onun tahlîl ve teşhîsi, burada zikredeceğimiz daha başka vâkıalar tarafından da têyîd oluyor.

Bizzât “Büyük Üstâd” tarafından 1930’ların Kemalist Dil İnkılâbı kadrosuna dâhil edilen ve bundan böyle onun işret sofralarının müdâvimi olan Sâim Ali Dilemre, “Büyük Üstâd” hakkında derinlemesine tahlîl yapabilecek kadar onun şahsıyetine vâkıf bir zâttı. 1932 ilâ 1938 senelerinde, -29 def’a ile en fazla 1936’da olmak üzere- toplamda 62 def’a onun işret sofralarına misâfir olmuştu. (Mehmet Soydan, “Atatürk’ün Sofrasına Çağrılı Olanlar”, Milliyet, 11.11.1981, s. 7) Binâenaleyh, el yazması Hâtırât’ında, “Büyük Şef”le yakınlık dereceleri hakkında: “Mustafa Kemâl ile dostluğumuz kızıştıkça kızıştı ve böyle iki yıl geçti. Haftada birkaç defa sabahlara kadar sofrasında yedik içtik.” demesi, mesnedsiz değildir.

Dilemre’nin, 69 yaşındayken, 3 Ekim 1949’da Osmanlı harfleriyle kaleme aldığı 20 sayfalık el yazması Hâtırât’ı, araştırmacı-yazar Ömer Hakan Özalp tarafından Atatürk Kitaplığı Koleksiyonu’nda (Bel. Yz.K.001004) keşfedilip yine onun tarafından Latin harflerine çevrilerek aylık Derin Tarih mecmûasının Şubat 2016 târihli nüshasında (47/66-77) ve “Atatürk’ün Yakın Dostu Böyle Yakınmıştı: Âh Mustafa Kemâl! Ne Olurdu Şu İçkiyi Bu kadar İçmeseydin!” başlığı altında neşredilmiştir. Biz de, 2018’den îtibâren, araştırmalarımızda, büyük târihî kıymeti hâiz bu Hâtırât’a, ondan naklen, birkaç def’a mürâcaat ettik. Dilemre, “Mutlak Şef”in şahsıyeti hakkındaki en câlib-i dikkat teşhîsini, İnönü’nün menk̃ûbiyetiyle alâkalı olarak şâhid olduğu hâdiseyi anlatırken kaydediyor:

“[Mustafa Kemâl’in] son zamânlarda [1936’dan îtibâren] İsmet Paşa’yla araları açıldı. Siyâset adamlarımız buna ne türlü sebeb buluyorlar, bilmiyorum. Fakat ben bir psikolojik sahneye şâhid oldum:

“Florya’da oturuyorduk. Gece yarısı kız kardeşi Makbûle Hanım alı al, moru mor geldi. Gözleri yaşlı; her türlü mukaddimeyi bir tarafa........

© Milat