menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (21)

6 0
yesterday

Böyle bir sistemin “beşerî imâlât”ı da, tabîatiyle, fanatik bir insan tipidir. “Fanatik”, demek ki İlmî Zihniyete ve İlim Ahlâkına düşman, Hakîkat arayışına yabancı, müsâmahasız, merhameti zaaf ve ideolojik kılıfla milyonları imhâ etmeyi meşrû addedecek kadar insan sevgisinden mahrûm bir mahlûk… Gâye vâsıtayı mübâh kılar (la fin justifie les moyens) zihniyetinin temsîlcisi tipik bir makyavelist… İnandığı tek “fazîlet”, totaliter iktidârın têsîsi ve yaşatılması önündeki her mânii bertaraf etmekdir… Böyle fanatik bir sâlikle tartışılamaz, fikir teâtî edilemez, sulh içinde bir arada yaşanamaz…

Kezâ, alabildiğine merkezî bir siyâsî iktidâr mekanizması… İktidâr, bütün Sistemi temsîl eden tek bir şahısta temerküz etmiştir. Bu Totaliter veyâ Mutlak Şef, her şeydir, Sistemin hayât kaynağıdır; yapılan her iş netîcede ona ircâ edilir; irâdesi mutlaktır; bir nevi bir “yeryüzü ilâhı”dır. Mâmâfih, bu zâhirî görüntünün ötesinde, etrâfında, onu yaşatan ve onun sâyesinde kendileri de yaşıyabilen insanlar vardır. Bunlar, nüfûz ve menfâatlenme derecelerine göre muhtelif halkalar teşkîl ederler. Totaliter Şef, o halkalara, o halkalar da Totaliter Şefe muhtâcdırlar. Binâenaleyh, Totaliter Şef, etrâfındaki halkaların irâdesini ve menfâatlerini gözetmek zorundadır…

Totaliter “laik dîn”

Mutlak Şefi ve onun şahsında temsîl edilen ideoloji ve –Devletle aynîleşmiş- siyâsî fırkayı biteviye yüceltme ihtiyâcı, her totaliter ideolojiye bir “laik (dünyevî) dîn” hüviyeti kazandırır. Bu dînin “Mâbûd”u, Sistemin kendinde tecessüd ettiği Mutlak Şeftir. Mutlak Şef, muhtelif şekillerde tapınış mevzûudur. Tantanalı resmî merâsim ve nümâyişler de âyin vazîfesi görür.

Şahısperest sâliklerine rağmen, gün gelir, “Ebedî Şef” de ölür, lâkin öldüğü kabûl edilmez; mumyalanır, muazzam bir Panteona konulur, kendisine ubûdiyet orada sürer… Yer gök her taraf heykelleri, büstleri, resimleriyle doldurulur, her gün, her fırsatta “vecîzeleri” tekrâr edilir, fikirleri, umdeleri rehber edinilir, izinden gitmekle iftihâr edilir, Panteonunda açılan defterde, bütün sâlikleri, icrââtlarının hesâbını verir, sadâkat yemînleri eder, icrâât programlarını “Ebedî Şef”in tasvîbine arzeder, böylece hakîkatte öldüğü hâlde sâliklerinin zihninde bir türlü ölemiyen bu “yeryüzü ilâhı”, Panteonundan memleketi idâre etmiye devâm eder…

Lenin’e tapınış

Türkiye’de, 1970’li senelerde, Siyonist âlet-fikriyâtı Komünizm, Mütehakkim Zümrenin himâye ve teşvîkiyle, yükselişe geçmiş, milyonları peşinden sürüklemiye başlamış, her şehirde, silâhlı mücâdeleyle “kurtarılmış bölgeler” teşkîl ederek halkı kendi emellerine hizmet ettirmiye başlamış, çıkardığı kanlı çatışmalarla bütün Memlekete dehşet salmış, binlerce insanın ölmesine, on binlerce insanın yaralanmasına, sakat kalmasına, milyonlarca insanın acı çekmesine sebeb olmuş, bu anarşi vasatında........

© Milat