Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (17)
“...Allah, bütün yaratılmışları, Peygamber ve Ehl-i Beyt için yaratmıştır. Eğer onlar olmasaydı, Yüce Allah ne göğü, ne yeryüzünü, ne cenneti, ne cehennemi, ne Âdem’i, ne Havva’yı, ne melekleri, ne de yarattığı şeylerden bir tekini yaratırdı. [...]
“Hz. Peygamber’in, Âdem’den babası Abdullah’a kadar bütün soyu Müslümandır. Ebu Talip bir Müslümandı. Annesi Âmine Bint Vehb de Müslümandı. [...]
“Allah’ın, Nebîsi Muhammed’den sonra yarattıkları üzerindeki delîlleri oniki imamdır... […]
“Ve bizim onlar hakkındaki inancımız şudur: Onlar, Allah’ın kendilerine itaat etmeyi emrettiği Ulû’l-Emr olan kişilerdir. […] Onlar hatâ ve yanlışlardan korunmuşlar (mâsum)’dır. Onlar, Allah’ın kendilerinden kirleri giderdiği ve tertemiz temizlediği kimselerdir. Onların mûcizeleri ve delilleri vardır. Yıldızların gök halkının emniyeti oluşları gibi onlar da yeryüzü insanlarının emniyetidir. Onlar, bu ümmet içinde Nuh’un gemisine benzetilebilir. Ona binen kurtulur ve bağışlanma kapısına (Hıtta) ulaşır. […]
“Ve selâm üzerlerine olsun onlar hakkında şu inancı taşırız: Onları sevmek îmân; onlardan nefret küfürdür. Onların buyruğu Allah’ın emri; yasakları da Allah’ın nehyidir. Onlara itâat Allah’a itâat; onlara itâatsızlık [itâatsizlik] Allah’a karşı gelme; onların dostları Allah’ın dostu (Velî) ve düşmanları da Allah’ın düşmanlarıdır.” (Şeyh Sadûk 1978: 108-109, 131, 109-110)
Fevkalbeşer mahlûklar: “Kâinâttaki bütün zerrelerin kendilerine boyun eğdiği 12 İmâm”!
“İmam’da egemenlik (velâyet ve hükûmet) yetkisi ile birlikte bulunan görevden ayrı olarak mânevî makamlar da vardır. Bu mânevî makamlar, ‘İlâhî Küllî Hilâfet’ makamını ifade eder ve İmamların (A.S.) beyanlarında bâzan bu makamların zikredildiği görülür. Bu, tekvinî (evrensel) bir hilâfet olup bu hilâfet gereğince bütün zerreler Veliyy-i Emr’e boyun eğerler. Mezhebimiz gereğince, bu mânevî makamlara ‘Melek-i Mukarreb’ ve ‘Nebîyy-i Mürsel’ de erişemez. Rivayetlere göre, Resul-i Ekrem (S.A.) ve İmamlar (A.S.), bu âlemden önce, Arş’ın gölgesinde nurlar idiler. Doğmadan önce dîğer insanlardan ayrı idiler ve bu açıdan üstünlükleri vardı. Allah’ın istediği kadar da makamları vardır. [...] İmamların (A.S.) hükûmet (egemenlik) konusunun açılmasından önce, böyle makamları olduğu, mezhebimizin ilkelerindendir.” (Humeynî 1979: 65-66)
Bütün bu iddiâların Kitâb-ı Münzel’de hiçbir izi yoktur; bunların kaynağı birtakım Hadîslerdir; onların uydurma ve bu iddiâların da hurâfeden ibâret olduğu, aklıselîme ayândır…
“Allâh’ın tahtı”nı kimler taşıyor?
“Bizim arş [taht] hakkındaki inancımız şudur: Arş, bütün yaratılmışlar tarafından taşınan veya desteklenen bir şeydir. Başka bir açıklamaya göre arş, ilimdir. […]
“Şimdi, bütün yaratılmışlar tarafından desteklenen arş, herbiri sekizer gözlü, gözleri de dünya kadar geniş olan sekiz melek tarafından taşınır. Meleklerden biri, insan şeklindedir ve o, Allah’dan, Âdem oğlu için (hergün) yiyecek sağlamasını diler. Onlardan biri de bir boğa şeklindedir ve o da, Allah’dan bütün hayvanlar için yiyecek sağlamasını diler. Onlardan biri ise, bir arslan şeklindedir ve o, bütün yırtıcı hayvanlar........
© Milat
