Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (13)
Müslüman (ki Hakk’a tapar, Hak̆îkat̃ ehlidir, Hak ve Hak̆îkat̃ sevdâlısıdır), makyavelist veyâ tak̆iyyeci olamıyacağı gibi, oportünist veyâ konformist de olamaz!
● Makyavelizmin (“machiavélisme” < Machiavel / Fl̃oransalı İtalyan siyâset feylesofu Machiavelli -1469/1527-) Fransızların en mûteber l̃ugat̃i olan Le Petit Robert’deki târifi şudur: “Makyavel’in doktrini: Kullanılacak vâsıtalar hakkında ahl̃âk̆î endîşe duymadan müessir şekilde hük̃ûmet etme san’at̃i”. Kezâ: “Maksadına ulaşmak için hîleye mürâcaat eden, sûiniyetle davranan, vaad̃lerini umursamıyan bir şahsın tavrı”… Makyavelizmin vecîz bir ifâdesi şu düstûrdur: “La fin justifie les moyens (Gâye, vâsıtaları mübâh kılar)”. İsl̃âmın siyâset düstûru ise bunun zıddıdır: Bir gâyenin haklı olup olmadığını anlamak için evvel̃â ona ulaşmak maksadıyle kullanılan vâsıtalara dikkat ediniz: Ancak meşrû, yânî ahl̃âk̆î vâsıtalar kullanan bir gâyenin haklı olma ihtimâl̃i vardır… İhtil̃âl̃cilik, komitacılık, darbecilik, fesâdcılık (“conspiration”, kompl̃oculuk), kumpasçılık, hattâ zorbalık, tahakküm, harbperverlik (“bellicisme”), jenosidcilik, v.s. de hep makyavelist, hep ahl̃âk̆î kıymetleri umursamıyan siyâset ve davranış telak̆k̆îsinin uzantılarıdır ve bunların hepsi, Sahîh Müslümanlık noktainazarından merdûddur, l̃ânetlidir, eşedd-i harâmdır. (Müslümanın ihtil̃âl̃ci, komitacı, v.s. değil, sâdece ve sâdece “muslih”, yânî ısl̃âhatçı ve ahl̃âk̆î siyâset tâk̆îbcisi olabileceğine dâir musâhabemiz –“notre exposé”-, Yeni Söz’ün 20 Aralık 2017 ilâ 9 Ocak 2018 târihli nüshalarında 21 tefrika hâl̃inde neşredilen “Kemalizm, İsrâil’in Kuruluşuna Nasıl Yardım Etti?” başlıklı çalışmamızın 23.12.2017 târih ve 4 No’lu tefrikasında “31 Mart Vak’ası Bir İttihâdcı Tertîbiydi” ara başlığı altında mündericdir.)
● Oportünizmin (“opportunisme”) Le Petit Robert’deki târifi: “Îcâbında umdeleri çiğnemek pahasına, mevcûd şartlardan en iyi şekilde istifâde etme siyâseti.” Kezâ: “Tavrını mevcûd şartlara nazaran ayârlıyan, (bu çerçevede) umdelerini ânlık menfâat̃ine fedâ eden şahsın davranışı (ki ona oportünist denir).”
● Konformizm (“conformisme”; kelimenin Le Petit Robert’deki düşük değerli –“péjoratif”- mânâsı): “Muhîtinin fikir ve teâmüllerine tâbi olan bir şahsın pasif tavrı”. Bizim -ictimâiyat tedk̆îk̆lerine müstenid- târifimiz: Rahata düşkünlük; umûmiyetle, insanların, sînesinde yaşadıkları toplulukla ters düşerek (onun umûmî kabûl̃lerinin, kâidelerinin dışına çıkarak) rahatlarını bozacak, alıştıkları hayât tarzını altüst edecek, o topluluğun muhtelif müeyyidelerine mârûz kalmalarına sebeb olacak yeni fikirleri (bunlar, isbât edilmiş hak̆îkat̃ler olsalar bile), farklı davranış şekillerini benimsemekden kaçınma temâyülünde olmaları…
● Tak̆iyye: Kitâbullâh’ın buna ruhsat verdiğini iddiâ ederek, -derece derece- konformist, oportünist ve makyavelist bir tavırla isl̃âmî düstûrları têvîl ederek yaşama ve siyâset yapma, hattâ bunu Dînin bir rüknü hâl̃ine getirme tavrı… Hâl̃buki Kur’ân-ı Mübîn (Nahl -16-: 106; Mü’min -40-: 28, v.s.), sâdece, hayâtî tehlikeye, ağır şiddete, büyük zarâra mârûz kalan Müslümanın, umûmiyetle İsl̃âma, Ümmete, başka mâsûmlara zarâr vermemek, ferdî seviyede kalmak şartıyle ve zarûret mik̆dârınca isl̃âmî hüviyetinden tâvîz vermesine rızâ gösterir, ruhsat verir. Bununla berâber, üstünlük, Ashâb-ı Uhdûd’dadır (Bürûc Sûresi -85-).
Allâh-ü Teâlâ buyurur (meâlen):
֍ «İnsanlar ‘îmân ettik’ demeleriyle bırakılıp imtihân edilmiyeceklerini mi sandılar?» (Ankebût -29-: 2) [Hâlik̃, Alîm, Kadîr, Âdil, Rahîm, Vedûd Rabb’imizin sıfatlarının bir tezâhürü olarak yaratıldık ve yaratılış hikmetimiz, iyi ve kötünün bir arada bulunduğu bu nâkıs, bu kusûrlu âlemde imtihân edilmek, imtihân netîcesinde ya –muhtelif dereceleri, makâmlarıyle- Cennete –ve Cemâl̃ullâh’a- nâil olmak, ya da –muhtelif derekeleriyle- Cehenneme müstehak olmaktır. Kur’ân-ı Hakîm’den istinbât ettiğimiz bu felsefenin –imtihân felsefesi- îzâhı için şu eserimize mürâcaat edilebilir: Kur’ânî Milliyet Telak̆k̆îsi ve Irkçılık Sapması, Ankara: Kurtuba Yl., 2015, ss. 64, 147, 346-360.)
֍ «Muhakkak ki siz mallarınızla, canlarınızla imtihân olunacak, (bu meyânda) sizden evvel kendilerine Kitâb verilenlerden ve şirk koşanlardan pek çok incitici sözler işiteceksiniz! Şâyed sabreder, ittikâ ederseniz, işte bu, azmolunacak umûrdandır!» (Âl-i İmrân -3-: 186) [“Letüblevünne fî emvâliküm ve enfisüküm”: Muhakkak ki siz mallarınız ve nefislerinizle (canlarınızla) imtihân olunacaksınız! “Veminellezîne eşrek̃û”: Şirk koşanlardan, Müşriklerden… “Ezen kesîren”: Pek çok incitici sözler, hakâretler… “Ve in tasbirû vetettekû”:........
© Milat
