menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (128)

15 0
14.09.2025

Vatan gazetesi

Ahmet Emin Yalman’ın Vatan gazetesinin birinci sayfasının resmini yukarıda çalışmamıza dercetmiştik. Dîğer birçok gazete gibi Vatan gazetesi de, bu nüshasında, bir ilâve vermişti: “Atatürk’ün Ölüm Yıldönümü İlâvesi 1938-1953”… Bekleneceği üzere, Yalman, bu “Naaşın Nakil Merâsimi”ne büyük ehemmiyet atfediyor, bunu, Memleketimizde Kemalizme îmânın tâzelenmesine hizmet edecek mühim bir vesîle olarak görüyordu. Nitekim, o nüshada, bu mâhiyette bir başmakâle kaleme almıştı: “Huzûrunda and içmeliyiz”! Yânî Kemalizme sadâkat yemîni yapmalıyız! (11 Kasım 1954 târihli Vatan’ın manşeti de, hep aynı maksada mâtûftur: “Dün, Türk milleti Atatürk’e bağlılığını bir daha teyid etti…”)

11 Kasım 1953 târihli Vatan’ın da kısm-ı âzamı, Nakil Merâsimine tahsîs edilmişti: Sütûnlar, sayfalar boyu (ss. 4, 5, 8) resimli haberler, ayrıca makâleler… Birinci sayfada ise, yönlendirici başlıklar:

“Atatürk’ün aziz nâşı dün ebedî medfenine kondu… Bütün yurt ve millet tek bir kalb halinde, heyecan ve gözyaşlarıyle Ata’yı istirahatgâhına uğurladı… Bayar, Atatürk’ün başucunda ağlıyarak, O’nun hüviyet ve meziyetlerini bir kere daha belirtti… Kurtarıcı Ata’nın nâşının nakli töreni millî birliğin en canlı bir tezahürüne vesile oldu… Dört buçuk saat süren tören, büyük bir intizam ve vekar içinde geçti… Gençlik, bugün Ankara’da Atatürk’e sevgi gösterisi yapacak…”

Gazetenin yine 11 Kasım 1953 târihli nüshasının birinci sayfasında, Altemur Kılıç’ın yorumlu haberi ile Yalman’ın başmakâlesi dikkati çekiyor.

Altemur Kılıç (Ankara, 1924 – Antalya, 20.10.2016, Zincirlikuyu Mez.), Mustafa Kemâl’in etrâfındaki “Mûtâd Zevât”tan Kılıç Ali’nin oğlu… Onun hemen göze batan haberi, Merâsim esnâsında ağlayan kadınların resmi altında yer alıyor. Bu resmin alt yazısına nazaran: “Al renkli Türk bayrağına sarılı Büyük Önder Atatürk, ebedî istirahatgâhına götürülürken hıçkırık ve gözyaşlarını tutamıyarak ağlayan Ankaralılar…”

Babası gibi, Mütehakkim Zümrenin bir mensûbu olmanın avantajlarından bol bol istifâde ederek, bilâhare, gazetecilik kariyeri yanında, Hâriciye ve TRT’de de yüksek mevkiler işgâl edecek olan Altemur Kılıç’ın (ki o zamân 29 yaşındaydı) haberi, uçuk bir başlıkla hemen göze batıyor:

“Atatürk, zamanı da mağlûp etti”!

Eh, “İlâh”tır ya, elbette “zamânı da mağlûb eder”!

Başlık altı: “Tabut, Anıt-Kabire doğru üzerine çiçekler atılarak götürüldü. Töreni takip edenler 200 bini aşıyordu.”

Altında, Kılıç’ın Kemâlperestâne intibâları:

“Büyük Atatürk, bugün, ölümünden 15 yıl sonra Ankara’da zamanı ve düşmanlarını bir kere daha mağlûp etti. Bir ölüm acısının 15 yıl aynı tazeliğini muhafaza etmesi mümkün mü? Bir insanın ölümünden 15 yıl sonra sanki O daha dün ölmüş gibi arkasından sevgi ve huşu ile gidilmesi kabil mi? O öldüğü zaman daha doğmamış olan çocukların, O’nun tabutu arkasından bir baba acısı hissetmeleri kabil olabilir........

© Milat