menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mustafa Kemâl'in uydurma şecereleri ve hakîkî mensûbiyeti (104)

63 0
yesterday

Şükûfe Nihal, Mehmed Âkif’i ve Müslümanlığı tahk̆îr ediyor: “On dört asır evvelki ihtiyâcların yarattığı rejimlerden bahseden iskolastik bir kafa!” Ve bütün san’ati Millî Kültürle şekillenmiş Âkif “Milliyetci” değil de, bu Frenkciler “milliyetci”!

“Âkif, milliyetçi bir şair midir, İslâmcı bir şair midir?” Baltacıoğlu’nun tahk̆îkâtının bu birinci suâline Şükûfe Nihal’in cevâbı şu sûretledir:

“Türk Arabsız yaşamaz; kim ki yaşar der, delidir!’ Bugünkü siyasî zaruretler içinde ancak kendi varlığına dayanarak kurtuluş yolunu bulan Türk’ün büyük ideâlini sezemiyerek onu ‘deli!’ diye tezyif eden bir adam!

“Müslümanlıkta anâsır mı olurmuş, ne gezer! / Fikr-i kavmiyyeti tel’în ediyor Peygamber!’ diye bize on dört asır evvelki ihtiyaçların yarattığı rejimlerden bahseden iskolâstik bir kafa!

“Böyle bir kafanın milliyetçilikle zerre kadar ilgisi olamaz!”

Müslümanlığa karşı sönmeyen kînleri

“Âkif, bir sınıf şairi midir yoksa halk şairi midir?” suâline cevâbı:

“Akif, muayyen bir sınıfın şairi değildir; ben onda bir halk şairi vasfını da pek göremiyorum. O, ümmetçi bir adamdır, en karakteristik tarafı, koyu bir din adamı oluşudur. Safahat'ı baştanbaşa karıştırınız, her fikirde, her mevzuda hep Allâh, hep Nebî, Tûr-i Sînâlar, secdeler, her ıstırapta, her arzuda: ‘İlâhî!’ diye göklere açılan bir el...

“İnsanî tarafı kuvvetli, bunu (Hasta)’da, (Küfe)’de, (Seyfi Baba)’da filân görüyoruz.”

Elhak: “Âkif’in Kemalist İnkılâbına tek bir hizmeti yoktur!”

Baltacıoğlu’nun muharrirlere tevcîh ettiği 3. suâl şudur: “Âkif’in Türk inkılâbına hizmeti var mıdır?” Bu suâldeki şu hîleye dikkat etmelidir: Yaptıkları her şeyi, Türklüğe mâl ederek göz boyuyorlar! Elhamdülillâh, biz Türkler, bize atfettiğiniz bütün menhiyâttan berîyiz!

“Akif’in Türk İnkılâbına tek bir hizmeti yoktur. O, bilâkis, bizim kanımız bahasına yarattığımız inkılâbın eserlerini beğenmiyerek bu toprakları bırakıp gitmiştir. Başından, yine bizim malımız olmadığı söylenen fesi çıkarıp yerine bir başka biçimde bir çuha parçası geçirmeyi bir din, bir ahlâk meselesi yaparak yurdunu, milletini bırakan, hurafelere takılmış bir adam!

“Ben medrese adamlarının iki çeşidini gördüm, bir takımı, bir adım daha ileriye atamayacak kadar kör, inatçı... Bunlar oldukları yere saplanırlar, kımıldatamazsınız, bir........

© Milat