menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

O burada yok!

13 5
10.11.2025

Kusursuz dost, kusursuz komşu, kusursuz evlat, kusursuz ana-baba arıyorlar; o burada yok. Kusursuz eş, kusursuz iş, kusursuz aş arıyor; ayağına değmeyen taş arıyor... o burada yok.

Kusursuz ve günahsız hiç kimse yok. Herkesin nefs-i emmâresi kusurun da, günahın da mutlaka bir ucundan yakalamıştır. Sevgili Peygamberimiz bile kusursuz dost, arkadaş - sahabe aramadı. Kimisi az hatalıydı, kimisi çok hatalıydı; ama müşfik Peygamberimiz hepsini bağrına bastı, hepsine muhabbet etti ve hepsiyle iftihar etti.

İnsanın eksikleri ve hataları varken ki mutlaka var, nasıl bu tüm kusursuzluklara talip olur? Oysa asıl talip olunması gereken, "Ben kusursuz olmalıyım, hata etmemeliyim, günah işlememeliyim" diyerek sürekli kendisiyle mücadele halinde olmasıdır. Belki de kusursuz aramak bizdeki egoyu, hayâsız kibri ortaya koyuyordur. Ancak kendini beğenmiş, kendini üstün gören insanlar karşısındakinin kusurlarına bakar, beğenmez, sadece kendisiyle hoşnut olur. Oysa o kendisiyle hoşnut olma duygusu, kendisinden razı olma duygusu öyle bir sermayedir ki, ancak biz onu dışarıya kullanabiliriz; arkadaşımız için, çocuğumuz için, anamız babamız için, eşimiz için... Ama kendimizi daima yerden yere vurmalı, daima hesaba çekmeliydik. Hatta çevremizdeki olumsuzluklara bile "Acaba benim ne hatam oldu, ben mi sebep oldum?" diye kendini muhasebeye çekmeliydik.

Dünya, kusurlar meydanıdır, eksikler meydanıdır. Hiçbir şey dört başı mamur değil, hiçbir şey burada tamamına ermiyor. Dikkat edeceğimiz husus, güzelliklerine bakmak, eksikleri gidermeye gayret etmek ve bunu........

© Milat