Dinimizde “vahdet”in önemi- 5
“Vahdet”in yani birlik ve beraberliği sağlamanın temel şartlarından biri de hiç şüphe yok ki fıtrî olan toplumsal çeşitliliğe tahammül edip saygı göstekmektir. Çünkü cemiyeti oluşturan bütün insanların aynı görüş, düşünce ve çizgide olmaları beklenemez. Evet insan robot olmadığı gibi, toplum da homojen değildir. Toplumda ırkı, dili, rengi, nesebi, mezhebi, meşrebi, tarikatı ve cemaati farklı insanlar vardır. Yine farklı kanaat ve kabullere sahip fikrî, siyasî ve kültürel eğilimlerden insan grupları mevcuttur.
Buna saygılı olmak ve herkesi tek tipleştirmeye çalışmamak, “vahdet”i sağlamanın olmazsa olmazlarındandır. Bu farklılıklara saygı göstermemek, fıtrata karşı gelmek ve Müslümanların “vahdet”ine bilerek zarar vermektir. Burada yapmamız gereken şey; bardağın dolu tarafını görmek ve önemsiz farklılıklara değil, kıymetli ortak noktalara odaklanmaktır.
Ortak yönlerimiz o kadar çoktur ki… Bizler, aynı dine inanan, aynı Allah’a kulluk eden, aynı kıbleye yönelen, aynı kitabı rehber edinen, aynı peygambere gönül veren ve camide imam arkasında hiçbir fark gözetmeden omuz omuza saf duran müminleriz. Öyleyse basit şeylerle uğraşmayalım; bizi kardeş kılan ve bizi ümmet yapan yüce Dinimize sımsıkı sarılalım. Âyet-i kerimede buyuruldu ki: “Allah’a ve Rasulü’ne itaat edin. Birbirinizle çekişmeyin; yoksa korkuya kapılırsınız ve kuvvetiniz elden gider. O halde........© Milat
