menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Zorbalığın gölgesinde Türkiye

12 17
05.03.2025

Bir çocuğun defterine çizilen alaycı bir karalama, sosyal medyada anonim hesaplardan sızan zehirli yorumlar, iş yerinde fısıldanan “şakalar”… Hepsi, “Geçer!” denilerek örtbas edilen anlar. Oysa bilim, bu sözde masum davranışların insan beyninde depremin yerkabuğunda bıraktığı çatlaklar kadar derin izler bıraktığını söylüyor. Hippokampus—hafızanın ve öğrenmenin kalesi küçülüyor; amigdala korku ve öfkenin bekçisi—sürekli tetikte. Türkiye’de bu gerçek, sessiz bir devrimi ateşliyor: İzmir’de bir biyoloji öğretmeni, öğrencilerine beynin zorbalıkla nasıl deforme olduğunu anlatıyor. Gaziantep’te bir nörolog, ailelere MRI görüntüleri gösterip, “Bu karanlık lekeler, çocuğunuzun iç savaşının kanıtı” diyor. Ankara’da bir grup lise öğrencisi, okul koridorlarına astığı afişlerde “Alaylar beynimi küçültüyor!” diye haykırıyor. Rakamlar çarpıcı: Milli Eğitim Bakanlığı’na göre, her 3 öğrenciden 1’i zorbalık mağduru. Türk Psikologlar Derneği ise ergenlikte zorbalığa maruz kalanların yetişkinlikte depresyon riskinin E arttığını vurguluyor.

Siber zorbalık, Türkiye’nin yeni kabusu. Pandemiyle birlikte vakalar @ arttı, özellikle Instagram ve TikTok’ta anonim hesaplar gençleri hedef alıyor. İstanbul’da 15 yaşındaki bir kız, sınıf grubunda paylaştığı fotoğrafın altına yazılan “Çirkin” yorumları anlatırken, “Beynim sürekli ‘Değersizsin’ diye bağırıyor” diyor. Bu sadece bir hikâye değil: İstanbul Üniversitesi’nin araştırması, siber zorbalığın prefrontal korteksi—karar verme ve duygu düzenleme merkezini—tahrip ettiğini gösteriyor. Sonuç? Dürtüsel tepkiler, öfke patlamaları, hatta madde bağımlılığına........

© Milat