menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Modern çağın sessiz düşmanı

27 16
23.01.2025

Haset duygusu, insanlık tarihi kadar eski, günümüz dünyasında ise özellikle sosyal medyanın etkisiyle her zamankinden daha güçlü bir şekilde hayatımızı etkiliyor. Instagram'da gördüğümüz lüks tatil fotoğrafları, LinkedIn'deki kariyer başarıları ya da TikTok'taki kusursuz yaşam kesitleri, farkında olmadan içimizde bir kıyaslama dürtüsü uyandırıyor. Peki neden bazı insanlar bu duygunun esiri olurken, diğerleri başkalarının başarısından ilham alabiliyor?

Kadim inançların öğretileri, hasetliğin insan ruhuna verdiği zararı yüzyıllar öncesinden tespit etmiş. İslam'da Kuran-ı Kerim'de "Allah'ın kiminize diğerlerinden daha fazla verdiği şeyleri hasret konusu yapmayın" (Nisa, 32) buyurulurken, Hristiyanlıkta İncil'de "Komşunun hiçbir şeyine göz dikmeyeceksin" (Çıkış 20:17) emri yer alıyor. Tevrat'ta Kayin ve Habil kıssası, tarihteki ilk haset örneğini anlatır ve bu duygunun yıkıcı sonuçlarına dikkat çeker. Ayrıca Tevrat'taki On Emir'de "Komşunun evine tamah etmeyeceksin; komşunun karısına, erkek ve kadın kölesine, öküzüne, eşeğine, hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin" (Çıkış 20:17) buyruğu, hasetliğin toplumsal düzeni bozucu etkisine karşı net bir uyarıdır. Budizm'de haset, aydınlanmanın önündeki en büyük engellerden biri olarak görülüyor.

Modern yaşamın getirdiği haset tuzakları, özellikle Z kuşağı arasında ciddi bir sorun haline geldi. Düşünün ki her gün sosyal medyada karşılaştığınız başarı hikayeleri, lüks yaşam görüntüleri ve "mükemmel" anlar, aslında gerçekliğin sadece parlak yüzünü yansıtıyor. Bir arkadaşınızın yeni aldığı elektrikli arabasını sosyal medyada paylaşması ya da iş arkadaşınızın terfi haberini duyurması, içinizde bir buruklik yaratabilir. Bu duygular, günümüzde "FOMO" (Fear of Missing Out - Kaçırma Korkusu) sendromuyla birleşerek daha karmaşık psikolojik sorunlara yol açabiliyor.

Dijital çağın gölgesinde, hasetlik duygusu........

© Milat