Medya okuryazarlığı
Dijital çağın tam ortasındayız ve bilgi, bir nehir gibi çağlayarak üzerimize akıyor. Sabah gözlerimizi açtığımızda telefonlarımızdan gelen bildirimler, sosyal medyada hızla akan başlıklar, WhatsApp gruplarında paylaşılan mesajlar… Hepsi birbiriyle yarışıyor, hepsi dikkatimizi istiyor. Ama bir an durup düşünelim: Bu kadar çok bilginin içinde hangisi gerçek, hangisi yalan? Çoğumuz, bir haber başlığı yeterince etkileyiciyse ya da bir paylaşım merak uyandırıcıysa, hemen inanma eğilimindeyiz. Oysa gerçekle yalan arasındaki o ince çizgi, bir anda kaybolup gidiyor. İşte tam bu noktada, medya okuryazarlığı devreye giriyor ve bize yepyeni bir yolculuğun kapılarını aralıyor. Bu yolculuk, sadece bilgiyle değil; aynı zamanda heyecanla, umutla ve hakikatin peşindeki o eşsiz tatminle dolu.
Medya okuryazarlığı, bir haberin ya da bilginin peşine düşmekten çok daha fazlası; bu, bir bilinç hali, bir duruş. Her haberin, her paylaşımın bir niyeti, bir tonu, bir amacı var. Sana ulaşan o iddia, gerçekten mi geliyor, yoksa birinin kurguladığı bir hikâye mi? “Bu bilginin kaynağı ne? Bana neyi hissettirmeye çalışıyor?” diye sormak, zihnimizi bir süzgeçten geçirmek demek. Bu beceri, adeta bir süper güç gibi; yalanın karmaşasını süpürüp gerçeğin sade yolunu aydınlatıyor. Dijital çağın bilgi çöplüğünde, bu sadece bir yetenek değil, aynı zamanda bir hazine. Bilim bile bunu doğruluyor: Medya okuryazarlığı yüksek........© Milat
