menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mavi tik almak artık ücretsiz!

52 0
01.08.2025

Dünya, dijital çağın getirdiği yeni bir güç dengesine tanıklık ediyor. Elon Musk’ın X’i, Donald Trump’ın Truth Social’ı gibi platformlar, küresel çapta güçlü isimlerin kendi seslerini doğrudan duyurma, kamuoyunu şekillendirme ve etki alanlarını genişletme arayışının somut örnekleri. Bu önemli dijital dönüşümde, Türkiye de kendi milli ve yerli adımıyla sahneye çıktı: Selçuk Bayraktar’ın öncülüğündeki Next Social. Bu platform, ülkemizin dijital bağımsızlık ve egemenlik hedeflerine ulaşmasında stratejik bir köşe taşı olma potansiyeli taşıyor.

Selçuk Bayraktar adı, Türkiye’nin savunma sanayisindeki destansı başarılarla özdeşleşmiştir. Bayraktar TB2’ler, Akıncılar, Kızılelma… Her biri, ülkemizin teknolojik bağımsızlık yolculuğunda atılmış dev adımlar, "yerli ve milli" ruhunun somutlaşmış hali. Bu vizyoner liderliğin dijital alana taşınmasıyla, T3 Vakfı iş birliğinde Next Social doğdu. Küresel ağlara karşı "güvenli, reklamsız bir alternatif" ve "fikirlerin özgürce ifade bulduğu şeffaf, nezaketli ve milli bir dijital iklim" vaadiyle yola çıkan Next Social, kısa sürede 250.000 kullanıcıya ulaşarak Apple App Store’da zirveye yerleşti. Reklam, ödeme duvarı veya ücretli abonelik gibi geleneksel gelir modellerini reddetmesi , veri toplama yerine etkinlik ve topluluk odaklı bir strateji izlemesi, bu platformun milli değerlere bağlılığını ve kullanıcı odaklılığını gösteriyor. "Etik yapay zeka denetimiyle sansürsüz" olma iddiası ve Milli Eğitim Bakanlığı gibi önemli kurumların desteğiyle geliştirilen Türkçe yapay zeka asistanı T3 AI gibi özellikler, bu milli vizyonu daha da güçlendiriyor.

Bu hızlı yükselişin ardında, Next Social ekibinin kullanıcı geri bildirimlerine verdiği olağanüstü değer yatıyor. Bizzat deneyimlediğim bir olayda, ana sayfaya yönelik bir kullanıcı deneyimi önerimin 45 dakika gibi kısa bir sürede hayata geçirilmesi, platformun çevik yapısını ve kullanıcı odaklılığını gözler önüne serdi. Bu tür hızlı adaptasyonlar, platformun sadece bir teknoloji projesi olmanın ötesinde, dinamik bir dijital yaşam alanı olma potansiyelini pekiştiriyor. Tıpkı dönemin Başbakanı Adnan Menderes tarafından 1956-1957 yılları arasında İstanbul'da inşa edilen Vatan Caddesi'nin başlangıçta "buraya uçak mı indireceksiniz?" gibi eleştirilerle karşılaşmasına rağmen zamanla şehrin vazgeçilmez bir arteri haline gelmesi gibi, büyük vizyonlar her zaman başlangıçta sorgulamalarla karşılaşır. Next Social'ın Mastodon gibi açık kaynaklı ve güçlü bir altyapı üzerine inşa edilmesi, hızlı ve sağlam bir başlangıç yapmasını sağlamış, bu da stratejik bir akılcılığın göstergesi olmuştur. T3 Vakfı'nın Türkiye genelindeki güçlü yapılanması ve sahip olduğu yetenekli insan kaynağı, olası "Algoritma Savaşları"nda bu tür bir platformun ayakta kalabilmesi için gerekli sağlam altyapıyı ve ekibi sunma potansiyeline sahiptir. Bu, sadece bir yazılım projesi değil, aynı zamanda milli bir insan kaynağı ve teknoloji seferberliğidir.

Next Social’ın sadece bir teknoloji girişimi olmanın ötesinde, derin bir siyasi ve toplumsal boyutu olduğu da aşikar. Selçuk Bayraktar’ın siyasi parti liderlerini ve partileri platforma açıkça davet etmesi , Next Social’ı siyasi söylem ve katılım için önemli bir arena olarak konumlandırıyor. Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu gibi isimlerin platforma katılımı , bu hedefin somut göstergeleri. Bu durum, küresel çapta güçlü figürlerin kendi dijital ekosistemleri aracılığıyla anlatıları şekillendirme ve doğrudan sosyal ve siyasi güç kullanma arayışıyla örtüşüyor.

Next Social’ın vizyonu, sadece bir sosyal medya uygulamasından çok daha fazlasını hedefliyor. T3 AI’nin merkezi bir sütun olduğu "bütünsel bir dijital ekosistem" yaratma amacı , platformu Türkiye’nin daha geniş teknoloji ve savunma sanayisi içinde ulusal yetenek geliştirme ve stratejik kaldıraç için bir araç olarak konumlandırıyor. Bu, Next Social’ı bağımsız bir sosyal uygulamadan potansiyel olarak daha etkili ve kalıcı bir girişime dönüştürüyor, zira varlığı daha büyük bir ulusal stratejik hedefe bağlı. Bu model, sosyal platformların sadece iletişim araçları değil, aynı zamanda ulusal teknoloji stratejisinin ayrılmaz bileşenleri olduğu bir geleceği işaret ediyor.

"Dijital egemenlik" kavramı bir ulusun kendi dijital altyapısını, verilerini ve iletişim kanallarını kontrol etmesi fikri Next Social'ın temelini oluşturuyor. Türkiye'nin "kendi mesajlaşma altyapısını" oluşturma hedefi ve "mevcuttaki Silikon Vadisi'ne alternatif bir mimari" olarak çerçevelenmesi, veri gizliliği ve ulusal kontrol vaat etmektedir. Amaç, yabancı platformlara bağımlılığı azaltmak ve verilerin ulusal sınırlar içinde kalmasını sağlamaktır.

Bu bağlamda, Next Social gibi bir platformun sadece teknik altyapısıyla değil, aynı zamanda ülkemizin sahip olduğu bir değer olarak konumlanması büyük önem taşımaktadır. Eğer bu tür platformlar, küresel rakipleri Instagram, YouTube veya TikTok gibi yaygınlaşabilirse, ancak kumar, bahis propagandası veya eşcinselliğe özendirme gibi içerikleri barındırmayarak kendi........

© Milat