Lorem Ipsum ile Orta Doğu matematiği
Ortadoğu, Osmanlı’dan sonra kelimelerin anlamını kaybettiği bir denklemdir. Tıpkı Lorem ipsum gibi… Rakamlar, sınırlar, siyasi söylemler, hepsi bu coğrafyanın kumlarında eriyen birer varsayım. İsrail’in Türkiye’yi “tehdit” olarak kodlaması da bu denklemin içine atılmış yeni bir değişken. Netanyahu’nun “Türkiye’nin Suriye’yi üs olarak kullanmasını istemiyoruz” çıkışı, bir ülkenin jeopolitik korkularını değil, kendi kaosunu besleme arzusunu açığa vuruyor. Sanki Golan Tepeleri’nin gölgesinde, tarihin sıfır noktasına çakılı kalmış bir gerilim: İsrail, her hamlesinde bölgenin istikrarsızlığını bir kalkan gibi kuşanıyor.
Golan, yalnızca stratejik bir yükselti değil; İsrail’in kolektif hafızasına kazınmış bir vaat metaforu. Burası, su kaynaklarının kontrolü, Suriye’nin parçalanmışlığı ve sınır ötesi operasyonlar için bir sıçrama tahtası. İsrail’in bu tepelere tutunma ısrarı, bir güvenlik meselesinden öte, tarihsel bir tazminat arzusu. Türkiye’nin Suriye’deki olası askeri varlığı ise bu denklemi altüst eden bir tehdit olarak görülüyor. Netanyahu’nun Trump’la görüşmesinde “çatışmayı engellemek” adına Türkiye’yi hedef göstermesi, İsrail’in bölgedeki tek aktör olma ihtirasının dışa vurumu.
Fevri çıkışların arkasında, kaostan beslenen bir siyaset matematiği yatıyor. İsrail, Filistin’deki sert operasyonlardan Suriye’deki hava saldırılarına kadar her adımda, bölgenin kırılganlığını kendi varlığına meşruiyet kaynağına dönüştürüyor. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın “Suriye’nin iç işlerine karışmak gibi bir derdimiz, hedefimiz asla olamaz” açıklaması, bu dinamiklere karşı Ankara’nın istikrar odaklı politikasının temelini oluşturuyor. İsrail’in El Şara yönetimini hedef alan saldırıları, yalnızca askeri bir hamle değil; bölünmüşlüğü derinleştirerek kendi güvenlik alanını genişletme stratejisi.........
© Milat
