menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kadim bilgi ve modern bilim

20 31
05.02.2025

Anadolu’nun köy meydanlarında, dağ eteklerinde, terk edilmiş antik kentlerin gölgesinde sessizce fısıldayan bir bilgelik var. Dedelerimizin “Allah’ın eczanesinden” diye övdüğü doğa, bugün laboratuvarlarda parmak izi aranan bir şifacıya dönüştü. Çörek otu, sumak, mersin ağacı gibi isimler artık sadece geleneksel reçetelerde değil, bilimsel makalelerde de boy gösteriyor. İşte size, modern hayatın karmaşasına inat, köklerimizde saklı duran şaşırtıcı gerçekler…

Bir zamanlar Hititler, yaralarını balla sararken, bugün aynı balın MRSA gibi antibiyotiğe dirençli bakterileri bile durdurabileceği kanıtlandı. Anzer balı üzerine yapılan çalışmalar, bu altın sıvının içindeki propolis ve polenlerin, bağışıklık hücrelerini adeta “eğittiğini” ortaya koydu. Hatta İngiltere’deki Manchester Üniversitesi, yanık tedavisinde bal bazlı yara bantları geliştiriyor. Binlerce yıl öncesinin tedavisi, geleceğin tıbbı olabilir mi?

Peki ya çitlembik? Anadolu’nun kurak topraklarında kendiliğinden yetişen bu dikenli bitki, köylülerin “menengiç kahvesi” olarak içtiği bir keyif aslında. Ama az bilinen bir gerçek var: Çitlembik yağı, sedef ve egzama tedavisinde kortizon kremlerine alternatif olarak araştırılıyor. Mardin’de 2021’de yapılan bir saha çalışması, bu yağın ciltteki iltihabı @ azalttığını gösterdi. Büyüklerimizin “dağın ilacı” dediği şey, belki de modern dermatolojinin yeni umudu.

Toprak testilerde dinlendirilen suyu duymuşsunuzdur. “Plastikten iyidir” denir, ama işin sırrı testinin gözeneklerinde........

© Milat