menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Kabullenmenin sıcaklığı

16 0
latest


Sabahın o ilk ışıkları odama düşerken, kahvemin buğusunda bilinç altı seyyahı Engin Geçtan’ın kirpileri canlandı gözümde. Soğukta titreşen o sevimli yaratıklar... Isınmak için yaklaşıyorlar ama dikenleri batınca geri çekiliyorlar. Sonra yeniden üşüyorlar. Ta ki birbirini incitmeden sıcaklığı paylaşacakları o mucizevi denge noktasını bulana dek. İnsan ilişkilerindeki yalnızlığımızın sırrı da burada değil mi? Hep o kusursuz mesafeyi ıskalayışımızda saklı. Geçtan’ın 1983’te yazdığı "İnsan Olmak" hâlâ başucumda. Şu cümle her okuduğumda yeniden vuruyor beni: "Başkalarının bizi kabul etmesi için özümüzden vazgeçersek, kendi değerimizi çöpe atarız." Mutsuzluğa batmamız kaçınılmaz çünkü... Kendi gerçekliğimizden koptuğumuzda, sevme yeteneğimiz paslanıyor.

Peki bu yabancılaşma nerede filizleniyor? Çocukluktan itibaren omuzlarımıza yüklenen "kusursuz ol" zırhları... Batı’nın "tek gerçek" dayatmasının hayatın renklerini silip beyaza boyaması... Doğu bilgeliğinin ise "yargısız farkındalık" diye fısıldayan nefesi. Geçtan’ın uyarısı beynimde yankılanıyor: "Hayat, gözden........

© Milat