Hayatın kaynak kodları
Sanki evren, gözle görülmeyen ama her an, her yerde çalışan devasa bir işletim sistemine sahip. Çoğumuz, bu sistemin son kullanıcılarıyız; önümüze konan arayüzdeki butonlara basıyor, sonuçlarına bazen sevinip bazen de hayıflanarak ömrümüzü tüketiyoruz. Hayatı, bir dizi tesadüfün ve kör talihin yönettiği kaotik bir macera sanıyoruz. Oysa küçük bir azınlık, arayüzün arkasına geçip sistemin temel kodlarını, varoluşun o gizli ve şaşmaz matematiğini okumanın sırrına ermiştir. Onlar için hayat bir tesadüf değil, kuralları olan bir oyundur ve bu kuralları bilmek, onlara neredeyse doğaüstü bir güç bahşeder.
Bu işletim sisteminin adı, bize göre "Sünnetullah", çağımızın dilinde ise "evrensel yasalar"dır. İnansanız da inanmasanız da, farkında olsanız da olmasanız da, bu kodlar her an çalışır; başarıyı, başarısızlığı, ilişkileri ve serveti gizlice dokur. Gelin, bu kâinat yazılımının en temel komut satırlarından bazılarını birlikte deşifre etmeye çalışalım.
Bu sistemin en şaşırtıcı ve belki de en rahatsız edici prensibi, orantısızlık üzerine kurulu olmasıdır. Pareto Prensibi bize, sonuçların yüzde sekseninin, sebeplerin yüzde yirmisinden geldiğini fısıldar. Bir şirketteki cironun aslan payını müşterilerin küçük bir kısmı yapar, bir insanın mutluluğunun büyük bir kısmını ise hayatındaki birkaç temel aktivite veya ilişki inşa eder. Bu ilkeyi daha da keskinleştiren Price Yasası ise, herhangi bir organizasyondaki işin yarısını, toplam çalışan sayısının karekökü kadar insanın yaptığını söyler. Yüz kişilik bir şirkette on kişi, bin kişilik bir orduda ise yaklaşık otuz iki kişi, zaferin veya hezimetin........
© Milat
