menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Geçmişin acısıyla başa çıkabilmek

14 0
26.04.2025

Geçmiş, bazen zihnimize mühürlenmiş bir yük gibi… "Keşke"ler, "neden"ler, zihnimizin karanlık köşelerinde dönüp durur. Bilim, bu döngüyü beynin "Varsayılan Mod Ağı" (DMN) adlı bölgesinin aşırı çalışmasına bağlıyor. DMN, dinlenirken veya geçmişi/geleceği düşünürken devreye giren bir "arka plan radyosu" gibi. Ne yazık ki bu radyo, depresyon ve kaygıyı besleyen bir frekansta çalışabiliyor. Peki bu sessiz çığlıkları susturup zihnimizi nasıl özgür kılabiliriz?

İlk adım, düşüncelerle aramıza mesafe koymak. Ruminasyon dediğimiz bu tekrarlayan zihinsel çalkantı, bir kum saatine benzer: Ne kadar odaklanırsanız, kum taneleri o kadar yavaş akar. Bu yüzden düşüncelerinizi bir gözlemci gibi izlemeyi deneyin. Örneğin, geçmiş bir hata üzerine düşünürken kendinize şunu sorun: "Bu düşünce bana ne hissettiriyor? Gerçekten şu anın bir parçası mı?" Araştırmalar, bu tür bir "meta-farkındalık" geliştirmenin, DMN’nin aktivitesini azalttığını gösteriyor. Meditasyon bu noktada bir kurtarıcı: Günde 5 dakika nefesinize odaklanmak bile zihninizi "an"a çekebilir.

Bir sonraki adım, geçmişi yeniden çerçevelemek. Psikolojide buna "bilişsel yeniden değerlendirme" deniyor. Örneğin, bir ilişkinizin bitişini "başarısızlık"........

© Milat