Eichmann Kudüs'teyken
Hannah Arendt’in “Eichmann Kudüs’te” eseri, insanlığın karanlık aynasına tutulan bir meşale. Adolf Eichmann’ın duruşması, sadece bir savaş suçlusunun yargılanması değil, modern insanın vicdanının nasıl buharlaştığının belgeseliydi. Arendt’in çarpıcı tespiti “kötülüğün sıradanlığı” dünyayı sarstı çünkü karşımızda duran, ne bir canavar ne de bir psikopattı. Bürokrasinin gri labirentlerinde kaybolmuş, düşünmeyi unutmuş bir memurdu. Peki, milyonların ölüm emirlerini imzalayan bu adam, gerçekten “sıradan” mıydı? Yoksa onun kişiliksizliği, hepimizin içine sızan sessiz bir tehlike mi?
Eichmann’ın mahkemedeki savunması, tarihin en ürpertici cümlesiydi: “Ben sadece görevimi yaptım.” Bu ifade, modern kötülüğün anatomisini anlatıyor. Onun masasında, ölüm trenlerinin tarifeleri, “raporlardaki sayılar” ve bütçe hesapları vardı. Korkunç olan, bu eylemlerin sıradanlığıydı. Arendt’in dediği gibi, “kötülük, düşünmeyi reddedenlerin elinde bir........© Milat
