menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Dijital Kervansaraylar

43 1
09.03.2025

Gözlerinizi kapatın. Şehirler arası bir otobüsün camına yaslanmış, dışarıda uçuşan ağaç silüetlerini ve uzaklardaki şehir ışıklarını izliyorsunuz. Bu yolculuk, dijital dünyanın karmaşık ağlarına benziyor: Veri, tıpkı otobüsün tekerlekleri altında ezilen asfalt gibi, görünmez bir hızla akıyor. Fakat bu akış, Osmanlı’nın İstanbul’u fethederken Haliç’e çektiği zincirler kadar sert bir kontrolle de sınırlandırılabiliyor. Tarih, savunma stratejilerinin yalnızca taş duvarlardan değil, zekâ, bilgi ve adaptasyondan beslendiğini sessizce fısıldıyor.

Dijital kaleler inşa eden ülkeler, tıpkı Rumeli Hisarı’nın Boğaz’ı kilitlemesi gibi, veri akışını kendi kurallarıyla denetim altına alıyor. Machiavelli’nin de belirttiği üzere, "Zafer, rakibi anlamakla başlar." Siber saldırıların hüküm sürdüğü bu yeni çağda, devletler rakiplerinin zayıf noktalarını, tıpkı Osmanlı’nın Bizans’ı çözümlemesi misali, titizlikle analiz ediyor. Çin Seddi’ni aşan Moğolların izinde, günümüz hackerları da "dijital surları" delmeye çalışırken, Platon’un uyarısı akıllardan çıkmıyor: Adalet olmadan güç, temelsizleşir. GDPR düzenlemeleri veya blok zinciri teknolojileri, veriyi korurken aynı zamanda özgürlüğü gözetmenin ne kadar zor ve hassas bir denge olduğunu gözler önüne seriyor.

Bir zamanlar Osmanlı kervansarayları, ticareti güvence altına alırken kültürleri de harmanlamış, farklı insanları bir araya getirmişti. Bugünün dijital kaleleri de benzer bir denge kurmalı; 5G ağları ve yapay zeka, ulusal güvenliği sağlarken evrensel bilgi paylaşımını boğmamalı. Berlin Duvarı’nın yıkılması, katı savunmaların tarih karşısında ne kadar direnemez olduğunu açıkça hatırlatıyor. Çünkü her dem, özgürlüğün, şeffaflığın ve ortak değerlerin altını çizen bir insanlık hikâyesi vardır.

Otobüsün camından dışarı bakarken, geçmişin izleriyle geleceğin hayalleri iç içe geçiyor. Dijital duvarlar, tıpkı İpek Yolu’ndaki kervansaraylar gibi, yolcuları korumalı ancak yolları kapatmamalı. Osmanlı’nın hoşgörüsü, Machiavelli’nin pragmatizmi ve Platon’un adalet arayışı, bu çağın siber savunmalarını şekillendirirken, bilgiye hükmeden güç kadar bilgiyi özgürleştiren ruhun da önemini vurguluyor. Unutmayın: Bilgiyi kontrol eden iktidar elinde kalır, fakat bilgiyi özgürleştiren insanlık asıl ilerlemeyi sağlar.

Yolculuğun sonuna doğru, otobüs........

© Milat