menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Bir gölgelik hayat

43 0
03.08.2025

İnsan hayatı, önümüzü göremeyeceğimiz kadar sisli bir patikaya benzer. Doğduğumuz andan itibaren bu patikanın çevresinden süzülen sesler, fısıltılar, çağrılar bizi kendi yolumuzdan saptırır. Kiminin sesi babasının gençlik hayalleri, kimininki annesinin temkinli öğütleri, kimininki de çağın ruhunu yansıtan o bitmek bilmez "meşguliyet" korosudur... Patikanın sisi içinde kayboldukça, bir an gelir, tüm bu sesler uğultuya dönüşür. İşte o uğultunun ortasında, kendi sesimizin peşine düşeriz. Tıpkı uzak diyarlarda, kayıp bir şehrin harabelerinde yankılanan Anka kuşunun o son çığlığı gibi... Bu çığlık, kayboluşun değil, bulunuşa atılan ilk adımdır. Nitekim kuşların dilini bilen bilge derviş Feridüddin Attar’ın kadim hikâyesinde Simurg’u arayan yolcular, yedi vadiyi aştıklarında aradıkları kuşun kendi suretlerinden ibaret olduğunu anlarlar. İşte o an, patikanın üzerindeki sis dağılmaya başlar.

Bu patikanın en sinsi tuzağı ise "meşguliyet" köşesidir. Sürekli didinmeyi erdem sanırız. Oysa durmaksızın koşan, en çok kaybolandır. Tıpkı bir dönme dolapta savrulan, hareket ettiğini zannedip hep aynı noktada kalanlar gibi. Kollarımız dolu, her yere yetişmeye çabalıyoruz; yüzümüz........

© Milat