menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Berlin’in kaçış kapıları

28 0
monday

Her şehrin bir ruhu, bir de o ruhtan kaçmak için aralanan gizli kapıları vardır. Londra’nın pusundan kırlara, New York’un beton uğultusundan Hudson’ın sessizliğine uzanan patikalar gibi... Fakat bu kaçışlar çoğu metropolde keyfi birer tercihtir; Berlin’de ise adeta bir zorunluktur. Zira Berlin, sakinlerini sürekli tarihin mahkemesinde yargılayan, onlara her köşe başında bölünmüş bir geçmişin hayaletini gösteren ağır ve yaralı bir şehirdir. Bu şehrin sokaklarında yürümek, bir müzede gezinmekten çok, eski bir savaş meydanının ruhsal coğrafyasında dolaşmaya benzer. Ve bu coğrafyanın hakkını vermenin yegâne yolu, onu bir uçtan bir uca, yanınızda kıymet verdiğiniz birinin sessizliğine sığınarak adımlamaktır. İşte bu yüzden Berlinliler, ruhlarını havalandırmak için sadece birkaç durak ötede duran zaman makinelerine binerler.

Bu kaçış kapılarından ilki, sizi Prusya krallarının dünyasına ışınlayan Potsdam’dır. Berlin’in omuzlarınızdaki tarih yükünü istasyonun raylarında bırakıp Sanssouci Sarayı’nın teraslı bağlarına adım attığınızda, aniden her şey değişir. Kaygısızlık;........

© Milat