Bankaların gizlediği servet sırları
Çağlar boyunca insanlık, zekâ ile servet arasındaki gizemli bağı sorguladı. Neden parlak zihinler yoksulluk içinde çırpınırken, daha sıradan akıllar refah içinde yüzer? Bu, kaderin cilvesi değil, insan ruhunun en derinlerinde yatan ve zamana meydan okuyan gerçeğin yansımasıdır. Bu mektup, o gerçeğe açılan kapının anahtarıdır.
Varlığın sırrı, ne kadar bildiğinizde değil, nasıl davrandığınızda saklıdır. Finansal başarı, hesaplama bilimi değil, karakter sanatıdır. Servet, zekânın ödülü değil; disiplinli zihnin ve sağlam ruhun doğal sonucudur. Araştırmalar bu karmaşık tabloyu netleştiriyor: Ohio State Üniversitesi'nin yaptığı bir çalışma, zekâ (IQ) ile net servet arasında güçlü bir ilişki bulamazken, IQ'nun gelirle pozitif bir korelasyonu olduğunu ortaya koymuştur. Öte yandan, daha geniş kapsamlı NLSY veri setlerini inceleyen çalışmalar, gelir, mesleki statü ve net servet gibi birden çok ekonomik gösterge birleştirildiğinde, zekâ ile başarı arasındaki bağın daha belirgin hale geldiğini göstermektedir. Bu durum, zekânın bir potansiyel olduğunu, ancak servete dönüşmesinin davranışsal faktörlere bağlı olduğunu kanıtlar. Zira zekânın kendisi, doğru yönlendirilmediğinde en büyük engele dönüşebilir. Karmaşık analiz yeteneği, harekete geçmeyi engelleyen ‘fazla düşünme felcine’ dönüşebilirken, entelektüel kibir, kişiyi yıkıcı riskler almaya iten aşırı özgüven tuzağına düşürebilir.
Yoksulluğun kaynağı, cehaletten çok, zihne sinsice yerleşmiş kusurlu düşünce kalıplarıdır. Bu kalıplar, nesiller boyu aktarılan, toplum tarafından onaylanan ancak ruhu yavaş yavaş kemiren yanılsamalardır.
Değeri yanlış tartan zihin, servetin temelini atamaz. Varlıkları borçlarla karıştırır; aslında gider olan şeyleri, bir gün kendisini zengin edeceğine inanarak biriktirir.
Bankaların size kredi verirken söylemediği gerçek şudur: Onların kasasında varlık olan şey, sizin cebinizde yükümlülük haline gelir. Paraya, nereden geldiğine göre farklı anlamlar yükler; maaşı kutsal sayarken, beklenmedik mirası anlamsızca harcar. Geçmişin anına demir atar; varlığın dünkü fiyatına takılır ve bugünkü değerini görmezden gelir.
Geleceği korkuyla yöneten ruh, fırsatların yeşereceği hiçbir toprağa adım atamaz. Nobel ödüllü psikolog Daniel Kahneman'ın........
© Milat
