180 liranın insanlık karnesi
Bu sabah sahur vakti, semaları kaplayan ezanlar sadece orucun değil, insanlığın ortak vicdanının uyanışını ilan etti. Ramazan’ın ilk gününde, dünyanın dört bir yanında çatışmalarla yorgun düşmüş topraklarda, imanın ve dayanışmanın gücü bir kez daha kendini gösterdi. Gazze’nin enkazları altından yükselen dualar, Suriye’nin mülteci çadırlarında paylaşılan bir lokma ekmek, Yemen’de susuzluğa rağmen kardeşçe bölüşülen bir testi su… Tüm bunlar, zulme karşı direnişin sessiz çığlıklarıydı.
Gazze’de İsrail-Hamas savaşının sekizinci ayında, Ramazan’ın huzuru bombaların gölgesinde arandı. BM’nin “kıtlık” uyarısı yaptığı bu topraklarda, insanlar çamur içindeki kuyruklarda saatlerce bekledi. Ancak bir baba, çocuklarına tek hurmayı bölüşürken “Bugün şükür günü” dedi. Bu, açlığa değil, işgale karşı bir direnişti. Enkaz altından yükselen “Allah’a tevekkül” sesi, imanın zulmü nasıl yarıp geçtiğinin bir kanıtı oldu.
Suriye’de 13 yıllık iç savaş, Ramazan’ın bereketini çalmaya çalıştı. Halep’in yıkık sokaklarında açlıkla imtihan edilen çocuklar, İdlib’in çadır kentlerinde dua eden anneler… BM verilerine göre ülkedeki çocukların P’sinden fazlası kronik yetersiz besleniyor. Ama Şam’da bir anne, “Açlık sabrı, Ramazan ise tevekkülü öğretti” diyerek yüreklere dokundu. Suriyeli bir babanın, çocuğuna ekmek çalmak zorunda kalışının vicdan azabı ise “Günah, kalbi kemiren pas gibidir” sözleriyle anlam buldu.
Türkiye’de ise Ramazan, geleneğin ve yeniliğin kucaklaştığı bir ay olarak başladı. TİKA ve AFAD’ın Somali’den Filistin’e uzanan iftar çadırları, İstanbul’un tarihi sokaklarında kurulan dev sofralar, Anadolu’nun........
© Milat
