menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Anlama ve Kavrama Üzerine...

9 1
04.02.2025

Fikirleri ve ideolojileri ileri sürenler, bu iddialarını topluma benimsetme çabalarına ve bu yolla kitleleri etkileri altına alma aşamalarına hep bireyden başlamışlardır. Toplumun geneline eğilmeden ve doğru olduğundan şüphe etmeyi düşünmedikleri ya da hakikat olan fikirlerini, doğrudan toplumla paylaşmadan önce, bireyle ve yakın çevresindeki insanlarla paylaşmaya, onlara anlatmaya çalışmışlardır. Bu, kendisini iyi tanıyanlardan başlamaktır da aynı zamanda... Böylece, fikirlerini önce onlara anlatarak, sağlam bir temellendirme sonrasında, başkalarını da inandırma ve ikna etme aşamasına geçer. Eğer iddiaları, kendisini anladıklarını düşündüğü kişilerin çoğu tarafından bile reddedilip, kabul görmezse, kalkıştığı işte daha en başta büyük zorlukla karşılaşmış demektir.

Konu, anlamayla yakından ilgilidir ve insanın, kendisini tanıyan ve anlayan, anlattıklarını kavrayan kişi ya da kişileri bulması o kadar kolay değildir.

Birey bilincine önem verme ve önce bireyden yola çıkarak topluma ulaşmanın, uzun bir mücadele isteyen, ama sağlam bir yol olduğunu, yankıları, geçmişin sayfalarında büyük izler bırakmış olaylara ve kişilere bakarak anlayabiliriz. Bilinçlenmiş, anlama ve kavrama yeteneği gelişmiş insanlardan oluşan toplumların, yanlışlar karşısındaki tepkileri daha gerçekçidir; yerinde ve zamanındadır. Bu tür toplumlarda, halka benimsetilmeye çalışılan yanlışlığı, zamanında önleme ve doğrusunun yapılması için gereken yönlendirmeyi yapma yeteneği gelişmiştir.

Hayatın merkezine tek tek kişileri değil de kitle anlamı yüklenmiş haldeki (Burada, birey şuuru değil de, kitle şuuru, yani şuursuzluğu hâkimdir.) toplumu koyan insanlar, onun istismarının kolaylığının da farkındadırlar. Bireyselleşmelerine izin vermemek için değişik yollar denedikleri insanları, işlerine........

© Milat