Sükût
Çok sesli dünyanın rahatsız edici akışında bir kalp ağrısı durdurur insanı. Kenara çekilip, sessizlik limanına demir atıp düşünme vaktidir. Sükût dersleri başlar burada ve insan önünde bulur kendisini yoran ve üzen hâlleri.
İyi gelir sükût. Seslidir, ürkütücüdür belki yaşadıklarımız. İnsan çok çekingen değil midir? Mahcup olur da insan. Çekingenlik veya duygusal ruh hâlleri sükût âleminin kapılarını açar insana. Varlığını burada unutturmak, gözden ırak olmak dinlendirir. Dinlenmek bilindik yorgunlukları gidermek için değildir. İyi bir muhasebe içindir. Eksiğini bilir insan; onu tamamlamak için fırsattır.
Sükût, ruh senfonisinin en büyük bestesidir. Onu dinleyen veya anlayanın ruhuyla ruhunuz arasında öyle sağlam bir bağ kurulur ki hayatı var eder o bağ. O bağ, iki ruhu ve iki bedeni bir eder. Çokluk yok olunca, bir’de buluşunca aşk zuhûr eder.
Çağın hastalığı çokluk. Çok başlılık. Çok seslilik. Rahatsız eden ve nizamı bozan karmaşık fikirlerdir. Oysa insanda gizlenen bir olmaktır, birde güçlü olmaktır. Ne zaman parçalanmışsa bu irade işte o zaman insan başını taştan taşa vura vura arayışa çıkmıştır. Her kafadan bir sesin........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon