Üzüntüler Bâkî Kalmaz, Gün Gelir Sevince Döner
Bugün de her zaman ki gibi; ‘Selam duâsı’yla başlayalım isteriz yazımıza;
‘Aşk olsun. Aşkınız cemâl olsun. Cemâliniz nûr olsun. Nûrunuz ayn olsun.’
Efendim geçen hafta kaldığımız yerden devam edelim;
“Böyle hoş dilli, güzel söyleyici tûtinin başına vurduğum zaman elim kırılaydı, kuruyaydı.”
Dükkan sâhibi tûtiye yaptığı ağır cezâlandırma işinden pişman oluyor ve af bahçelerinde gezinmeye başlıyor. Burada bize verilmek istenen mesajı dikkat verirsek, insanın asıl yapması gereken mârifet, hatâlı iş yapmamaktır. Ama ola ki oldu, o zamanda âdil olmalı, hak-hukuktan ayrılmamalıdır. Yoksa önce kızgınlıkla yap-yık sonra ah-vah ederek pişman ol. En iyisi ne yapacağını akıl ve mantıkla düşün, sonra davran, pişman olacağın işleri baştan yapma, kimsenin onurunu kırıcı, gönlünü incitici şeyleri icra etme. Yanlış yapanın ilk yapacağı şey af dilemek, özür dilemek, gönül almak, Cenâbı Hakk’a tevbe etmek ve aynı hatâyı bir daha yapmamaktır. Yanı sıra kötülüğün ardından hemen bir iyilikle yapılanı telâfi etmek davranışına yönelmek de güzeldir. Gereksiz yere ah-vah edip sızlanmalar boşa emektir, bu hal insan bedenine zarar verir, kişiyi umutsuzluğa sevk eder.
“Dükkan sâhibi hemen her dervişe hediye ve sadakalar verdi. Ta ki kendi kuşu konuşmaya başlamış olsun."
Bakkal kuşunun tekrar eski hâline gelmesi için sadakalar verdi. Gerçekten sadaka belâları def eder, şerleri hayır kılar. Önceleri feryâdu figân eden bakkal sonra aklı başına geldi de yanlışının........





















Toi Staff
Gideon Levy
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein