menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tarık Çelenk yazdı: Manifest gençlik

16 1
10.09.2025

Manifest grubunun üyeleri hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, konserlerindeki dans ve performansları gerekçe göstererek “hayasızca hareketler” ve “teşhircilik” suçlamasıyla soruşturma başlatmış, süreç yurtdışı çıkış yasağı talebiyle sonuçlanmıştır. Son yıllarda kadın pop şarkıcılar veya topluluklar hakkında benzer gerekçelerle soruşturma açılması artık hepimize de pek de şaşırtıcı gelmemektedir.

Yıldıray Oğur ilgili yazısında haklı olarak soruyor: Devletin ve iktidara yakın ajansların organizasyon desteği sunduğu, “hayasızlık ve teşhircilik” sınırını fazlasıyla aşan Jennifer Lopez konseri meşru görülürken, neden yerli ve milli kızlarımızdan oluşan Manifest grubuna aynı sahne performansı hoş görülmüyor? Oğur buna “iki yüzlü ahlakçılık” derken, ben ise “yerli bilişsel çelişki” ifadesini kullanmayı tercih ediyorum. Özünde özet şu: “Ehline helal, ehli olmayana haram.”

Manifest kızları Jennifer gibi 1960’ların değil, 2000’lerin kuşağıdır; gördükleri, yaşadıkları büyük ölçüde son yirmi yılın Türkiye’sinde şekillenmiştir. Dijital dünyanın kaçınılmaz küreselleşmesinin etkisi hariç, bu gençler başka bir dönemin değil, doğrudan bugünün ürünüdür. Yönetim açısından bakıldığında ise, seküler gençlik dahil “öteki” ile asıl sorun pasta paylaşmamaktır. 2000’li kuşağın —mahalle çocukları da dahil— din ve kültür değerlerine kayıtsız kalması, hatta giderek nitelikli bir tepkiselliğe dönüşmesi, mevcut sosyal bağlamda son yılların çelişkilerinin oldukça doğal bir sonucudur.

Ar, haya, iffet ve edep bu manifest kuşak için Osmanlıca ya da eski Türkçe kelimelerdir. Ahlâk, erdem, etik ve namus ise daha çok seküler düzlemde manifest kuşağın sahiplendikleri kavramlardır. Türk-sağ bakış açısı bütün bu kavramları otorite ve “moral flexibility”........

© Medyascope