menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Taner Akçam yazdı: İkinci Tanzimat

45 9
13.09.2025

Bir yıldır içinde olduğumuz ve bir arpa boyu bile ilerlemediğimiz Kürt Açılımı denen olguyu anlamak istiyorsanız, onu 1839 Tanzimat Reformu ile kıyaslayacaksınız. Eğer bu kıyaslamayı yapmazsanız yaşadıklarımızı anlamanız mümkün değildir.

Şu anda yaşadığımız İkinci Tanzimat’tır. Başlangıç tarihini 22 Ekim 2024 olarak koyabilirsiniz eğer bir Ferman arıyorsanız belki MHP lideri Bahçeli’nin 31 Mart 2025’te Türkgün gazetesinde yer alan açıklamalarını bu niyetle okuyabilirsiniz.

1839 Tanzimat Fermanı nasıl ‘bir medeniyet değiştirme’ idi ve büyük bir alt-üst oluşa denk geldiyse, 22 Ekim 2024 ve 31 Mart 2025 İkinci Tanzimat çıkışları da Türkiye için benzeri bir alt üst oluş anlamına gelmektedir.

Birinci Tanzimat niye ilan edildi, amacı neydi?

Hedef, Müslüman Hıristiyan eşitliğini sağlamaktı. İslam Hukuku, Osmanlı tebaası Müslüman ve Hıristiyanların eşit olamayacakları esasına dayalı idi. Onların eşit olmaları İslam Hukuku egemen olduğu müddetçe mümkün değildi. Bu nedenle, Birinci Tanzimat hem bir medeniyet değişimi hem de tebaanın vatandaş olmasını, vatandaş eşitliğini sağlayacak büyük bir hukuk reformu anlamına geliyordu.

Peki, 2025 Ekim İkinci Tanzimat Reformu niye ilan edildi? Kürt-Türk eşitliğini sağlamak için. 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kürt-Türk eşitsizliği üstüne kurulmuştu. Kürtlerin farklı bir millet oldukları gerçeği, dili-kültürü kabul edilmiyor ve eşit vatandaş olmaları çeşitli açık-gizli kararnamelerle engelleniyordu. Bahçeli’nin, “Türk-Kürt kardeşliğine” dayalı yeni sistem önerisi, 1923’te kurulan sistemin artık işlemediğinin ilanı anlamına geliyordu.

Nasıl ki İslam Hukuku, Hıristiyan Müslüman eşitliğini sağlayamazdı, 1924 Anayasası ve onu tekrarından başka bir şey olmayan 1960 ve 1981 Anayasaları üzerine oturmuş bir hukuk sistemi ile de Kürt-Türk kardeşliği-eşitliği sağlanamazdı. “Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen” bir Anayasa ve onun “hiçbir faaliyetin Türk milli menfaatlerinin, Türk varlığının, Devleti ve ülkesiyle bölünmezliği esasının, Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin, Atatürk milliyetçiliği, ilke ve inkılapları” karşısına çıkamayacağı ilkesi Kürt varlığını tanımanın önünde engeldir. Bu temel üzerine Kürt -Türk kardeşliği veya eşitliğini sağlayamazsınız.

Onun da zamanı gelecek diyenleri duyar gibiyim! Birinci Tanzimatçılar da öyle diyorlardı.

Osmanlılar, 1839’da İslami inanç ve kültürünün çimentosunu oluşturduğu bir düşünce dünyası ile şekillenmiş yapısal bir sorunla karşı karşıyalardı. Şimdi de temelleri 1923’te atılmış Türkçü (İslam’a da bulaştırılmış) bir ideoloji ve kültür ile örülmüş eşitliğe direnen bir yapı ile karşı karşıyayız.

1923 ile kurulan hukuk sistemi her bakımdan Apartheid olarak adlandırılmayı hak ediyor. Yapısal sorunlar yapısal çözümleri şart koşar. Mustafa Kemal konusu burada önemli. Sevebilir veya nefret edebilirsiniz, duygularınız önemli değil. Önemli olan onun 1923’te temellerini attığı Apartheid rejimi ile Kürt-Türk eşitliğini sağlamanızın imkansız olduğunu görebilmenizdir.

1839 Birinci Tanzimat ve 2025 İkinci Tanzimat uluslararası ilişkilerin dayatmaları sonucu ortaya çıktılar. Her ikisinde de konu esas olarak devletin güvenliği ile ilgiliydi ve bölünme tehlikesine karşı alınmış tedbirler idiler.

1839........

© Medyascope