menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ruşen Çakır yazdı: Ben mi iyimserim yoksa siz mi kötümsersiniz?

34 1
20.04.2025

Şu “iyimserlik” yaftası üzerime yapıştı kaldı. Aslında çok da rahatsız edici bir durum olduğu söylenemez. Ya tersi olsaydı, adım “kötümser”e çıksaydı!

Her şey bir yana Türkiye’yi daha iyi anlamak için “iyimserlik” konusunu biraz deşmekte fayda var.

İlk iş olarak “yapay zekâ”ya başvurmak istiyorum. Geçenlerde Deepseek’e sordum nedir şu “Ruşen Çakır iyimserliği” diye şu cevabı verdi:

“Ruşen Çakır genellikle siyasi gelişmeleri derinlemesine analiz eder ve bazen iyimser, bazen de eleştirel bir perspektif sunar.

Ruşen Çakır’ın ‘iyimserliği’ denildiğinde, onun bazı siyasi süreçlerde umut verici değerlendirmeler yaptığı veya olumlu potansiyelleri vurguladığı anlaşılabilir. Örneğin:

Ancak Ruşen Çakır’ın analizleri genellikle dengeli ve gerçekçidir; iyimserliği, naif bir beklentiden ziyade, somut verilere ve siyasi dinamiklere dayanır. Aynı zamanda, eleştirel olduğu konularda da sert yorumlar yapmaktan kaçınmaz.”

Özellikle “onun iyimserliği, naif bir beklentiden ziyade, somut verilere ve siyasi dinamiklere dayanır” sözlerinin altını çizmek isterim. Biz buna solda, “somut koşulların somut tahlili” diyoruz. Fakat sizin tahlilleriniz okurlarınızın/izleyicilerinizin kaygı ve beklentilerine uymayınca sert eleştiri, saldırı ve dalga geçmelere muhatap olabiliyorsunuz.

Bunu gazeteciliğimin ilk yıllarından beri çok iyi biliyorum. İslami hareket üzerine yazıp çizmeye başladığımda İslamcıları parlatmaya çalıştığımı, onlarına ekmeğine yağ sürdüğümü, hatta -gizli de olsa- İslamcı olduğumu ileri sürenler oldu.

Hiç unutmam Erdoğan ve Melih Gökçek’in belediye........

© Medyascope