menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Türkiye 15 Eylül’e kilitlendi: CHP’de mutlak butlan mı, Özgür Özel’le devam mı?

12 0
12.09.2025

CHP’nin kurultayına yönelik “şaibe” iddiasıyla açılan dava 15 Eylül’de görülecek. Türkiye’nin kilitlendiği davada mahkeme “mutlak butlan” mı diyecek, yoksa CHP’yi ve gündemi meşgul eden bu davayı sona mı erdirecek? Olası senaryolar ve bütün gelişmeler haberimizde…

CHP’nin 4-5 Kasım 2023’te gerçekleştirdiği 38. Olağan Kurultayı’nda şaibe olduğu iddiasıyla açılan davanın duruşması 15 Eylül’de yapılacak. Partinin kongre ve kurultaylarına ilişkin pek çok dava ve soruşturma kamuoyunu meşgul ederken, olası senaryolar tartışılıyor.

15 Eylül için şu olasılıklar gündemde:

Peki hangi karar ne anlama geliyor, CHP ne bekliyor? Olasılıkları ve beklentileri, şimdiye kadar ne gelişmeler olduğunu Özgecan Özgenç derledi.

Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 15 Eylül’de bir karar vermeyeceği ve duruşmayı erteleyeceği görüşü yeniden hakim olmaya başladı. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) CHP başvurularına yönelik kararları bu beklentiyi güçlendirdi.

Olası senaryolar arasında, mahkemenin 15 Eylül’de bir karar vermeyeceği ancak CHP 38. Olağan Kurultayı ile göreve gelen yönetimi görevden uzaklaştırmak yönünde bir tedbir kararı verebileceği de var. Ancak mahkemenin şimdiye kadarki tutumu ve tedbir taleplerini önceki duruşmalarda reddetmesi, bunu güçlü bir olasılık olmaktan çıkarıyor.

Kamuoyunda en çok dillendirilen ihtimal, mutlak butlan kararıyla kurultayın hükümsüz ve mevcut yönetimin yetkisiz sayılması. Kurultayın iptali talebiyle davacı olanların talebi de mutlak butlan kararı verilmesi yönünde. Böyle bir durumda, 38. Olağan Kurultay öncesindeki Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki yönetimin yeniden partinin başına geçeceği ifade ediliyor.

Kılıçdaroğlu’nun sessizliği, mutlak butlan halinde genel başkanlığa dönmeye istekli olduğu şeklinde yorumlanıyor. CHP’liler Siyasi Partiler Kanunu’nda mutlak butlanın yeri olmadığına ve hukuken bu kararın mümkün olmadığına dikkat çekiyor. Parti kurmayları “Olmaz diyemiyoruz ama mantıken izahı yok” diyerek mahkemelere baskı yapıldığını söylüyor.

Kurultayın iptali yönünde karar verirse mahkemenin diğer seçeneği bir çağrı heyeti görevlendirmek oluyor. Böyle bir durumda, görev tanımı belirli olan bir çağrı heyetinin partiyi 45 gün içinde kurultaya götürmesi gerekiyor.

Parti kurmayları bir çağrı heyeti görevlendirilirse, bunun ayrışma yaratmayacak isimlerden oluşması ve yalnızca partiyi kurultaya taşımakla görevli olması gerektiğini ifade ediyor. Ayrıca CHP’liler, parti yönetimine bir çağrı heyeti görevlendirildiği ancak partiyi kurultaya götürmediği takdirde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kapatma davası açma hakkı olduğuna dikkat çekiyor.

Mahkemenin görevsizlik kararı vererek davayı sonlandırması ise bir diğer olasılık olarak gündemde. CHP yöneticileri de, davanın başından bu yana izleyen pek çok hukukçu da Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin “görevsizlik” kararı vermesi gerektiğini ifade ediyor.

Partililer, ilçe seçim kurulunun gözetiminde yapılan seçimlerde oylamaya hile karıştırıldığı iddiasıyla ilgili itirazların, sonuçların tutanak altına alınmasından sonraki iki gün içinde yetkili ilçe seçim kuruluna yapılması gerektiğini kaydediyor. Kapalı oylamanın olduğu bir seçimde “delegelerin iradesinin sakatlandığı” iddiasının ise doğrulanması mümkün olmayan, soyut bir suçlama olduğunun altını çiziyor.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Şubat 2025’te Manisa İl Kongresi’nde “Şaibeli bir kurultayla CHP Genel Merkezi’nden Bay Kemal’i tehcir ettiler” diyerek bu iddiayı ortaya attı.

CHP’nin önceki genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise 7 Şubat 2025’te KRT televizyonunda katıldığı programda “Nedir bu şaibeli kurultay, çıkıp ‘Böyle bir şey yoktur’ demesi lazım” diyerek Özgür Özel’e çağrı yaptı. Kılıçdaroğlu’nun parti yönetimini eleştirirken “Sükut ikrardan gelir, o zaman başka bir şey var demektir burada. Bir şey varsa, kesinlikle partinin kirlilikten arınması lazım” sözleri, tartışmaların fitilini ateşledi.

Bu sözlerden yalnızca üç gün sonra, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP’nin 2023’teki kurultayına ilişkin soruşturma başlattı. Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na yapılan ihbara dayanan soruşturma, yetki kapsamında Ankara’ya gönderildi. Savcılık soruşturmayı, Siyasi Partiler Kanunu’nun 112. maddesi’nde düzenlenen “oylamaya hile karıştırılması” gerekçesine dayandırdı. Kılıçdaroğlu, tanık sıfatıyla çağrıldığı soruşturma kapsamında ifade vermeyi reddetti.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik operasyonların ardından, CHP’ye kayyum atanacağı iddialarının gündeme gelmesi üzerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel 6 Nisan’da olağanüstü kurultay çağrısı yaptı. 21. Olağanüstü Kurultay’da Özel, geçerli oyların tamamını alarak yeniden genel başkan seçildi. Bu kurultaya yönelik Çankaya 4. Seçim Kurulu’na yapılan itirazlar, hem ilçe seçim kurulu hem de YSK tarafından reddedilerek kurultay sonuçları onaylandı.

Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ile bazı delegelerin şikayeti üzerine açılan davalar, İzmir delegesi Hatip Karaaslan’ın Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açtığı dava dosyasıyla birleştirildi. Davanın ilk duruşması 17 Nisan’da yapıldı. 21. Olağanüstü Kurultay’ın iptal edilmesi talebiyle açılan dava da, ikinci duruşmadan önce bu mahkemede birleştirildi. İkinci duruşmanın yapıldığı 26 Mayıs’ta mahkeme, mevcut yönetimin görevden el çektirilmesi yönündeki ihtiyati tedbir taleplerini reddetti ve bir sonraki duruşmayı 30 Haziran’a erteledi.

30 Haziran’daki duruşma yaklaşırken, CHP’nin kurultay davası “mutlak butlan” kavramıyla tartışılmaya başlandı. Mahkemenin mutlak butlan kararı vermesi durumunda, 38. Olağan Kurultay’ın hükümsüz sayılması, mevcut yönetimin yetkisinin geçersiz kılınması ve kurultaydan önceki yönetimin yeniden göreve........

© Medyascope