menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Onurcan Yılmaz ve Sinan Alper yazdı: İmamoğlu’nun ve Yavaş’ın yolu: Anketler ve gerçekler

27 17
02.03.2025

Onurcan Yılmaz ve Sinan Alper, “İmamoğlu’nın ve Yavaş’ın yolu: Anketler ve gerçekler” başlıklı yazılarında, CHP’nin cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği 23 Mart ön seçimleri yaklaşırken, anketlere çok fazla güvenilmemesi gerektiğini söylüyorlar; ne İmamoğlu’nun ne de Yavaş’ın adaylığının garanti olduğunu farklı bilimsel araştırma yöntemleri ışığında savunuyorlar.

23 Mart’ta düzenlenecek ön seçimde CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekrem İmamoğlu’nun seçilmesi bekleniyor. Fakat muhalefetin kararsızlığı devam ediyor; zira, Mansur Yavaş ön seçime girmiyor olsa da henüz aday olmayacağını açıklamış değil.

Kamuoyuna yansıyan kulis bilgilerine göre, Yavaş, kazanma şansının daha yüksek olduğunu düşünüyor. Son anketlerde İmamoğlu ve Yavaş’ın ikinci turda Erdoğan’ı yenebileceği görülse de, Yavaş’ın ilk turda daha fazla destek aldığı belirtiliyor.

Ancak günümüzde yapılan anketler, seçim sonuçlarına ilişkin uzun vadeli tahminler yapma konusunda bazen yanıltıcı olabilir. Anketler genellikle anlık görüşleri gösterir ve siyasi atmosferdeki değişiklikler nedeniyle bu anlık görüşler, gerçek eğilimleri tam olarak yansıtmayabilir. Özellikle, medyadan uzak duran Yavaş gibi adaylar genellikle anketlerde yüksek puanlar alırken, sürekli olarak medyayla etkileşimde bulunan ve net siyasi pozisyonlar alan İmamoğlu gibi adaylar, karşıt görüşlü seçmenleri kendilerinden uzaklaştırabilir. Bu yüzden, anket sonuçları üzerinden doğrudan aday belirlemek, muhalefeti bölebilecek yanıltıcı bir strateji olabilir. Anketlerin derinlemesine analizi, daha doğru tahminler yapılmasını ve etkili seçim stratejileri geliştirilmesini sağlayabilir. Böyle bir yaklaşım, kampanya süresince yapılan hamlelerin başarısını artırarak, hangi adayın daha uygun olduğuna dair net bir karar verilmesine olanak tanıyacaktır.

Mansur Yavaş, sıcak siyasete girmeyi sevmeyen bir isim. 2019’da ilk kez Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiğinden beri, Türkiye’nin tartışmalı konularına dair siyasi çıkışlar yapmamaya büyük özen gösterdi. Belediyecilik icraatlarını ön plana çıkarmayı tercih etti. Adaylık gündemi için erken olduğunu iddia ederken bile, “Ülkenin gerçek gündemi açlık, yoksulluktur. Benim gündemim budur,” diyerek, ekonomik sorunları siyasi sorunlardan ayrıştırmayı ve kutuplaştırıcı siyasetin mayınlı arazisinden geçmeden çözülebilecek bir meseleymiş gibi ele almayı tercih etti. Yavaş’ın Kürt siyasi hareketine daha mesafeli olunması gerektiğini düşündüğünü biliyoruz, bunun dışında ise güncel siyasete dair görüşleri hakkında pek bir fikrimiz yok. Yavaş, bugüne kadar maddi güçlük yaşayanlara sağladığı hizmetlerle siyasetler üstü bir imaj çizdi. Hem CHP’li oldu hem de “tipik bir CHP’li” olmadı, böylece herkesin sempatisini kazanabildi.

Ekrem İmamoğlu’nun yolu ise oldukça farklıydı. İmamoğlu, tekrarlanan 2019 seçimlerinden bu yana oldukça politik bir profil çizdi–aslında hayatta kalabilmek için biraz da çizmek zorunda kaldı. Sık sık İstanbul dışına çıktı, Türkiye’yi dolaştı ve hemen hemen her sıcak gündem maddesiyle ilgili net çıkışlarda bulundu. Dolayısıyla, herkesin aynı anda rahatlıkla sevebileceği bir figür olmadı; çünkü nerede durduğunu netleştirdikçe, nerede durmadığını da somutlaştırmış oldu. Ayrıca, kendisine ve yakın çalışma arkadaşlarına açılan soruşturmalar,........

© Medyascope