menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yüksek bütçeli oyunlara karşılık retro oyunlar, Spotify’a karşılık plaklar ve dahası… Bu eskiye özlem neden?

9 1
27.10.2025

Eski video oyunlarının neden tercih edildiğine yönelik bir araştırma gördüm ve sonra dedim ki gerçekten de kiminle konuşsam bana eski oyunların tadının yeni çıkan oyunlarda olmadığını söylüyor. Üstelik oyun teknolojisi o kadar güzel bir noktada ki, gerçekçiliğe çok yakın şahane grafikli oyunlar görüyoruz. Bazı popüler oyunlar kısa sürede milyonlarca adet satabiliyor. Peki neden eskiye bir özlem duyuyoruz? Neden dijital platformlar varken plak satın alan insanların sayısı arttı ya da neden eski 2000’lerdeki dijital fotoğraf makinelerine dönüş var? Hatta daha da eskiye, filmli fotoğraf makinelerine olan ilginin de arttığını görüyoruz. Yıllar önce başlayan bir diğer furya da kablolu kulaklıklara geri dönüştü… Bunlar sadece moda için mi tekrar gündeme geliyor yoksa yeni bir arayış için mi?

Plaklarla ilgili konuya kısaca değinmek istiyorum, sonra detaylara diğer paragraflarda gireceğim. Araştırmalar, plak satışlarının son 10 yılın en yüksek seviyesine çıktığını gösteriyor. Bu, retro ya da vintage diyebileceğimiz koleksiyonculuktan öte yeni bir tarza dönüşmüş durumda.

Ek olarak bir ara, eski kutuların içinden eski Nintendo konsollarını ya da Atari konsollarını çıkartan kişilerin binlerce dolara bu konsolları sattığının haberlerini okuyorduk. Çok iyi durumda ve özel seri olarak üretilen bazı modeller, gerçekten de nadir oldukları için kısa sürede müzayede evlerinde ya da ilgili kişilere özelden satılıyor.

Bu durum oyunlar için de geçerli. Çok eski, kutulu ve paketli saklanan video oyunları yıllar sonra karşımıza çıkıyor; ya gizemli yapısıyla ya da eskiden yakaladığı popülerliği koruduğu için dikkat çekebiliyor.

Oyun tarafında sanıyorum ki retroya dönüş isteği de yalnızca özlem kaynaklı değil.

Özellikle 80’lerde ve 90’lardaki oyunların ulaşabildiğim kopyalarından ilgimi çekenleri deneyimlemeye çalıştım. Zaten 90’ların sonunda çocuk olduğum için PlayStation ve Atari oyunlarına denk gelebildim, neyse ki; ama Türkiye’ye gelmeyen konsollar ya da modeller veyahut oyunlar da olmuştu. Bunlara da bir şekilde küçük yaşlarımda oyun oynamayı tutku olarak hissettiğimde ulaşıp deneyimleme fırsatı yakaladım. Şimdi ise elimde neredeyse her oyunu oynayacak cihaz var. Bu da eski oyunlara olan merakımın arttığı dönemde ilaç gibi geldi. Özellikle Nintendo’nun retro oyunlarını oynamaya yeni başladım ve evet, her ne kadar buradaki oyunlar eski, görüntü kalitesi kötü ve kontrolleri çok iyi olmasa da kendilerine has çok fazla dokunuş var.

Bana kalırsa video oyunlarında insanların geçmişe özlem duyması bir tık burada kendini gösteriyor. Çünkü şu anda büyük oyun stüdyoları çok fazla satacak, şahane grafikli, yüksek bütçeli oyunlar çıkartıyor. Bu da hikâye tarafına önem veren ya da farklı unsurları oyunlarda arayanlara hitap etmeyebiliyor. Oyunların hikâyeleri ya çok yavan kalıyor, ya zaten hâlihazırda yazılmış bir kitaptan uyarlama yapılmış olabiliyor ya da oyun serisinin devamı oluyor. Bunlar artık oyunseverleri sıkmaya başladı gibi hissediyorum. Oyunlar hakkında kimle konuşsam bana heyecanının kalmadığından bahsediyor. Bu kişiler ya eski tadı alamıyor ya da hemen bitirip başka oyunlara başlıyor. Oyunların etkisi eskisi kadar kalıcı olmuyor. Bu, değişen dünyanın hızlı tüketim çılgınlığının oyunlara yansımasının bir sonucu olsa bile, farklı alanlara farklı şekilde sirayet ediyor.

Eski oyunları daha çok mu tercih ediyoruz?

Bu sorunun net bir cevabı olmasa da birçok insan çocukken oynadığı oyunların en iyi oyunlar olduğunu düşünüyor çünkü o oyunların ardında aslında güzel anılar yatıyor. Bunun yanında bu anılar bazen abartılıyor gibi de geliyor. Yeni oyunları oynamak, eski anıları ve duyguları hissettirmediği için aynı hissi vermiyor olabilir. Bu yüzden insanlar oyunların ruhsuzlaştığından, çok kolaylaştığından ya da aşırı zorlaştığından veya başka bir şeyden yakınıp duruyor, eskisi gibi olmadığını düşünüyorlar.

Her ne kadar eski ya da retro oyunları sevsem de eski oyunlara geri dönüp baktığımda o zamanlar öyle gelmese de çoğu gerçekten berbat grafiklere sahipti. Bunlar arasında istisnalar olsa bile yine de bu da konunun yadsınmayacak bir diğer yanı oluyor.

Konuyla ilgili insanların görüşlerini okuduğum epeyce forum başlığı gördüm. İnsanlar çoğunlukla günümüz oyunlarındaki hızdan, yani sürekli yeni oyunların çıkmasından ve çevrim içi oyunlarda da mağaza sisteminin sürekli bir şeyler satın almaya odaklı olmasından kaynaklı, sürekli para ödeyerek rekabetin artırılmasından ya da artık “her yeni şey yapıldı, ne yapılabilir ki” mantığından kaynaklı heyecanlanmadıklarından yakınıyor. İnsanlar, özellikle eskiden sıkı oyun takip edip oynayan kişiler, ilerleyen yaşlarda daha seçici olma eğiliminde oluyor. Bu da özellikle 90’lar ve 2000’li yıllarda çocuk olan kişilerde günümüze gelindiğinde eski döneme olan hasreti artırıyor. Çünkü o zamanlarda çıkan oyunların büyük bir kısmı kendi içinde farklı oluyordu. Kötü bir oyun olsa da yeni bir şey denenmiş oluyordu. Günümüzde ise “her şey zaten yapıldı, her şey zaten teknoloji sayesinde çok ileri seviyede geliştiriliyor” gibi bir algı oluşmaya başladı. Kısmen de doğru. Ama unutuyoruz ki günümüzde çıkan oyunların büyük bir kısmı da aynı şekilde kötü olabiliyor. Hatta bazı yüksek beklentiyle yaklaşılan oyunlar günün sonunda hayal kırıklığı yaratabiliyor. Benim de daha önce Medyascope.tv için yazdığım Starfield incelemesinde bunu ele almıştım. Yani çok yüksek bütçeler, acayip grafiklerle geliştirilen oyunlar bile fos çıkabiliyor. Ya da şöyle bir açıdan bakarsak, bağımsız oyunlar tekrar günümüzde yükselişe geçti. İnsanlar yüksek grafiklerden çok, ilginç ve farklı yazılmış hikâyeler de görmek istiyor. Bu sebeple özellikle son 3 yıldır AAA oyunlar oynadığım gibi zamanımın aslında daha büyük bir kısmını bağımsız, birkaç saat içinde bitirilen oyunlara ayırmayı tercih ettim.

Araştırmalar ne diyor?

Önceki araştırmalara göre retro oyunlar, insanların nostalji duygularını yeniden yaşamasına olanak sağladığı için sosyal bağları ve refahı artırmanın bir yolu oluyordu. O kadar güçlü bir ilgi görüyor ki, oyun şirketleri eski oyunları yeniden düzenleyerek yayınlamaya veya retro tarzda yeni oyunlar yaratmaya devam ettikçe, oyun sektörünün bir parçası haline geliyor.

Nisan ayında gündeme gelen bir başka çalışmada Oxford Üniversitesi ve Syracuse Üniversitesi’nden araştırmacılar, insanların nostaljik duygularla nasıl etkileşim kurduğuna odaklandı. Araştırma ekibi, Amerika’da ve Japonya’da en popüler konsollardan biri olan Nintendo Switch üzerinden 660 oyuncunun 12 bin saatlik retro oyun verilerini analiz etti. Hatırlatmak gerekirse yeni Nintendo Switch modelleri, 1985 ve 2009 yılları........

© Medyascope