Mümtaz’er Türköne yazdı: Top kimde?
Mümtaz’er Türköne “Top kimde?” başlıklı yazısında, çözüm sürecine dair güncel durumu çok katmanlı bir şekilde analiz ediyor. Yazının temelinde şu ana tez yer alıyor: Süreç başlamadı ama tüm taraflar pozisyon alıyor ve oyun teorisi kurallarına göre davranıyor. Bu bağlamda Türköne, hem iktidarın hem de PKK/Kürt siyaseti kanadının tutumlarını ve çelişkilerini tartışıyor.
Tülay Hatimoğulları: “Top artık iktidarın sahasındadır” dediği zaman Adalet Bakanı “top oynamıyoruz” karşılığını vermişti. En hassas haliyle stratejik hesaplamaların, taktik hamlelerin devrede olduğu şu evrede, aslında bütün taraflar oyun teorisi kurallarına göre hareket ediyor. Oyun teorisi, karşı tarafın hamlelerini de öngörerek ilerleme esasına dayanır. Ancak bir sorun var: Süreç henüz başlamadı. Niyetler halis, fakat ortada henüz yürüyen bir alamet yok.
Ayrıca olan biteni bir oyun olarak görmek de bir bakış açısı.
Kürt siyaseti başlamak için, Öcalan’ın hareket özgürlüğü içinde işin başına geçeceği aşamayı bekliyor.
Bu beklenti devlet ve iktidar kanadında, büyük bir taviz olarak görülüyor. Onlar da PKK’nın silah bırakmasını istiyor.
Bir açmaz var: PKK’nın silah bırakması için Öcalan’ın serbest kalması şartı, Öcalan’ın serbest kalması için PKK’nın silah bırakma şartı çözümsüz bir paradoks gibi önümüzde duruyor.
Doğrusunu ayırt etmek için Bahçeli’nin 22 Ekim’deki sarsıcı çıkışı ile yaptığı başlama vuruşuna dönüş yapmamız lâzım. Bütün bu süreç o başlama vuruşu ile harekete geçtiği için o sözü hatırlamamız çok önemli.
Ne demişti Bahçeli?
En özlü ve anlaşılır haliyle, “Öcalan devreye girmeli” demişti.
Sürecin yol güzergahında olup bitenler atılması gereken adımın ne olması gerektiğini kendiliğinden söylüyor.
Editörlerimizin derlediği öngörüler, analizler, Türkiye’yi ve dünyayı şekillendiren haberler, Medyascope’un e-bülteni Andaç‘la her gün mail kutunuzda.
26 Nisan’da Kamışlı’da toplanan Kürt Birliği Konferansı’nın amacı iki kutba bölünen Suriye Kürtleri arasında, Şam’la ilişkiler için ortak bir tutum belirlemekti. En önemli konu ise Şam’a gönderilecek heyetin belirlenmesiydi.
Temel mesele Kürt bölgesi ile Şam’ın arasındaki uzlaşmada değil; Kürtlerin kendi aralarında uzlaşması.
Kamışlı toplantısında heyet belirlenemedi ama mayınlardan ilki patladı ve ortalık savaş alanına döndü.
Suriye’de Kürt siyaseti birbirine rakip iki çatı altında toplanıyor. Bir tarafta Barzani-KDP merkezine yakın ENKS, karşıda ise askerî gücü elinde bulunduran YPG’nin himaye ettiği PYD-PKK çizgisinde yer alanlar var. İki taraf 70’e yakın siyasi parti ve oluşumu bünyesinde barındırıyor. İki taraf arasında, YPG’nin infazları ile açılmış derin bir kan davası uçurumu var. Kürt kaynaklarındaki haberlere göre ABD ve Fransa, Kamışlı öncesi Haseke’de iki tarafı uzlaştırmak için çok çaba harcadı.
Türkiye de bu uzlaşmaya sıcak bakıyor.
Toplantı sonrasında KDP tarafı ile PYD tarafından iki farklı metin yayımlandı. KDP’ninki “sonuç bildirgesi” ve daha çok bir niyet açıklaması hüviyetinde yumuşak bir içerik........
© Medyascope
