menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Mümtaz’er Türköne yazdı: “Palavra Meydanı” olarak siyaset sahnesi

44 4
21.06.2025

“Palavra Meydanı” Tunceli ilimizde, şehrin merkezinde küçük bir meydanın adı. Resmî olarak Cumhuriyet Meydanı diye geçiyor, ama halk arasında “Palavra Meydanı” olarak biliniyor. Erzurum-İstanbul uçağında karşılaştığım bir dost, bildiğimi zannederek siyasî gündemleri “Palavra Meydanı”na benzetmişti. Sordum ve araştırdım, en doyurucu ve özlü bilgiyi Hasan Sağlam’ın Edebiyat Bahçesi’nde yayımladığı yazısında buldum.

12 Eylül öncesinde, en uzun yürüyüşlerle büyük muhabbetlerin yapıldığı küçük bir alan. En ateşli iddialarla dolu hayaller bu voltalarda kurulurmuş. Türkiye’de mevcut sol örgütlerin neredeyse tamamının mensupları, bazen kendi yandaşlarıyla bazen de farklı siyaset mensuplarıyla bu meydanda soluksuz tartışmalara girerlermiş. Tıpkı Sovyet devrimini yapan ekibin sabahlara kadar süren tartışmaları gibi. Onlar gayet düzeyli tartışırken, reel sosyalizmin en kaba-saba haliyle Stalin ve ekibinin iktidarı ile hayat bulmasını unutmayın.

Rivayete göre, yaşlı bir kadın kocasına, derin muhabbetlerde kendini kaybetmiş meydan müdavimlerini göstererek “Bunlar ne konuşuyor?” diye sormuş. Adamcağızın: “Ne olacak, palavra atıyorlar” cevabı bir özeleştiri gibi yayılınca, meydanın adı “Palavra Meydanı” olarak kalmış.

Londra’da Hyde Park’ın bir köşesinde hala duran “Speaker Corner”, halkın gazını almak, biraz da demokrasi terbiyesi vermek için icat edilmişti. Bizim Tuncelilerin yaratıcı zekâsı, Palavra Meydanı’nı Türkiye’nin bir muhassalası gibi icat etmeleri olmuş. Siyasetin en baskın ve bilinen yüzü: Gerçekler değil palavralar. Gerçek hayatta hiç karşılığı olmayan, sadece sözel düzeyde varlık bulan bu yüzden “yalan” kategorisinde kabul edilen malayani bir edebiyat türü.

Tunceli’deki Palavra Meydanı’nda devrimci ütopyalar, inancın giydirdiği gerçeklik kisvesiyle büyük coşkuyla anlatılmış. Makalenin yazarı Hasan Sağlam: Avcılık atıcılık üzerine öyküler değil, “Proleteryanın emek-sermaye çelişkisi, köylü hareketinin geleceği” konuşulurdu, diyerek, “güzel yalanın çocuğudur” diyen büyük filozofa farkında olmadan bir göndermede bulunuyor. Palavra, galiba yalanın güzel ve zararsız, üstelik mutluluk veren bir türü olarak kabul görmüş.

Palavra, sadece söz düzeyinde hayat........

© Medyascope