menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Göksel Göksu yazdı: CHP komisyondaki yerini aldı, şimdi ne olacak?

15 1
30.07.2025

Siyaset koridorlarında konuşulanlara göre, TBMM çatısı altında kurulacak komisyonda CHP’nin yer almaması demek, Türkiye’nin birinci partisinin orada olmaması anlamına geliyor. Bu durumda da Meclis iradesinin tecelli ettiğini söylemek olası değil. Daha da önemlisi, CHP’siz bir komisyon toplumsal kabulü zayıflatır, süreci zora sokabilir ve toplumdaki gerilimi tırmandırabilir… Ne iktidar partilerinin, ne DEM Parti’nin, ne de CHP’nin istemediği bu kriz nihayet çözümlendi. TBMM’de kurulacak komisyonda nitelikli çoğunlukla karar alınacak ve CHP de komisyondaki yerini alacak.

Cumhur İttifakı “Terörsüz Türkiye” diyor, MHP “Millî Birlik ve Dayanışma” diye adlandırıyor, DEM Parti ile PKK lideri Abdullah Öcalan “Barış ve Demokratik Toplum Süreci” olarak tanımlıyor. CHP ise içinde “demokrasi” geçmeyen tanımlara yanaşmıyor ama süreç her koşulda ilerlemeye devam ediyor. Öcalan çağrısını yaptı, PKK kendini feshetti ve Süleymaniye’de silahlar, sembolik de olsa, yakıldı.

Başlarken kimse kolay olacağını düşünmüyordu. Kolay da olmadı…

Başlarken kimse, masanın her an ters yüz olabileceği ihtimalini –bu ihtimali dillendirenler de dillendirmeyenler de– göz ardı etmiyordu. Hâlâ etmiyor; bugün dahi kimse “temkin”i elden bırakmıyor. Devletin en tepesinden toplumun en küçük birimine kadar herkes meseleye, geçmiş deneyimlerin de etkisiyle, “temkinli iyimserlik”le bakıyor. Buradaki “temkin” sözcüğü, her an her şeyin olabileceği ihtimalini zinde tutmaya devam ediyor.

1 Ekim 2024’te, Devlet Bahçeli’nin DEM Partililerle tokalaşarak öncülüğünü başlattığı yeni süreç bugüne bu koşullarda geldi; temkinli temkinli ilerleyerek… Tarafların ihtiyatla attığı adımlar, TBMM çatısı altında kurulacak komisyonla yeni bir eşikten geçme hazırlığında.

Ancak bu kez, bugüne dek sürecin dışında tutulan CHP de masada olacak.

TBMM’de kurulacak komisyonda nitelikli çoğunlukla karar alınacağının açıklanması üzerine masadaki yerini alacağını açıklayan CHP’nin hem istekli hem de aşırı düzeyde temkinli olduğu gözleniyor.

İstekli çünkü sürecin başından bu yana, o da DEM Parti de görüşmelerin TBMM çatısı altında açık ve şeffaf yürütülmesi gerektiğini savunuyordu ve istedikleri oldu.

Temkinli çünkü silahların susmasını ne kadar istiyor olsa da, o silahların suskun kalmasının ancak demokratik bir iklimde mümkün olacağını savunuyor. Demokrasi deyince de yüzünü 19 Mart’tan bu yana partisine düzenlenen operasyonlara çeviriyor. Oraya baktığında da, 31 Mart’ta tarihî bir zafere imza atarak kazandığı belediyelerin birer ikişer elinden gittiğini; başta cumhurbaşkanı adayı ilan ettiği Ekrem İmamoğlu olmak üzere, belediye başkanlarının, belediyelerdeki üst düzey bürokratlar ile çok sayıda çalışanın, ortada iddianame bile olmadan tutuklandığını; Özgür Özel’i genel başkanlığa taşıyan kurultayların iptali için peş peşe açılan davaları görüyor. Selahattin Demirtaş’ı görüyor, Figen Yüksekdağ’ı ve diğer siyasî tutukluları görüyor.

Gördüğü bir şey daha var; kurulacak komisyondaki üye dağılımına bakarak her ne kadar içinde olmak istese de AK Parti’nin 21, MHP’nin 4, HÜDA PAR ve DSP’nin de birer üyeyle temsil edileceği........

© Medyascope