menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Gökhan Bacık yazdı: Irak, Libya, Yemen, Suriye… Sıradaki?

18 4
20.04.2025

Gökhan Bacık, “Irak, Libya, Yemen, Suriye… Sıradaki?” başlıklı yazısında, ABD’nin geçmişte Irak, Libya ve Suriye gibi ülkelerde rejim değişikliklerine nasıl zemin hazırladığını örneklerle anlatarak, güçlü aktörlerin uluslararası siyasette koşullar uygun olduğunda rakiplerini yok etmeye ya da sakatlamaya yöneldiğini vurguluyor. Yazının sonunda ise Türkiye için iki temel uyarıda bulunuyor: demokratik meşruiyeti korumak ve büyük dış politika hatalarından kaçınmak.

1980lerde Bağdat’ta al-Mustansiriyah Üniversitesi’nde okuyan bir öğrenciye, Irak’ın on sene sonra parçalanacağını söyleseydik elbette bize inanmayacaktı.

Göreceli olarak Irak, Arap dünyasında ekonomik ve diğer açılardan daha başarılıydı. Öte yandan İran ile savaş, Irak’ın ABD ile ilişkilerini dönüştürmekteydi. Irak, İran’a saldırınca ABD Bağdat’ı suçlamadı ancak yine de “tarafsız” bir duruş tercih etti. Ne var ki, savaşta denge İran lehine oluşmaya başlayınca Reagan yönetimi, Irak’ın işini kolaylaştıracak adımlar atmaya başladı. 1982 Şubat’ında ABD önce Irak’ı “terörizmi destekleyen ülkeler” listesinden çıkardı. Irak listeye bazı Filistinli direniş teşkilatlarına ve diğer İslami örgütlere olan yakınlığı nedeniyle konulmuştu. İran ile savaşmak doğal olarak ABD nezdinde Saddam rejiminin meşruiyetini güçlendirdi. ABD, daha sonra finans kurumlarına baskı yaparak Irak’a kolay kaynak sağlanmasını sağladı. Nihayet, Başkan Reagan tarafından Temmuz 1983’te imzalanan 99 numaralı Ulusal Güvenlik Karar Yönergesi ile ABD bölgede pozisyonunu yeniden tanımladı. Bu belge ile, ABD’nin yeni bölge siyaseti Irak lehine somut adımlar atmaya uygun hale gelmişti. Belgeyi yeni adımlar takip etti. Bu sefer Rumsfeld gibi dönemin önde gelen Amerikan istihbarat şefleri Irak’la yakınlaşmayı yönetti. Yine dönemin gizli belgelerinde yakınlaşmanın kişisel takdir boyutlarına ulaştığını görüyoruz. Nihayet 1983 yılında ABD Başkanı’nın özel temsilcisi olarak Rumsfeld, Saddam Hüseyin ile görüşmüştü.

Bundan 16 yıl sonra 25 Temmuz 1990 yılında ABD Büyükelçisi April Glaspie, Saddam ile görüşerek ülkesinin ABD ve Kuveyt arasındaki gerilim hakkında pozisyonunu iletti. İlk günden itibaren bu görüşmeyle ilgili bir tartışma başladı. Yıllar sonra açıklanan WikilLeaks belgeleriyle tartışma tekrar gün yüzüne

© Medyascope