Ayaklar Baş, Başlar Ayak Olunca… – Melih Demirel Yazdı
Bir milletin hafızasıyla oynanırsa, yalnız geleceği değil, vicdanı da felç olur.
Ve biz, bugün, felç olmuş bir vicdanın içinde debeleniyoruz.
Korkulan olmuştur…
İnandıklarımız sıradanlaşmış, doğrular eğrilmiş, eğriler kendini hakikat sanmaya başlamıştır.
Ülke, kendi sessiz çığlığında yankılanıyor.
Yönetenler, kudretin putuna secde ederken; yönetilenler, bir dilim adaletin peşinde ömür tüketiyor.
Bir zamanlar umut olanlar, şimdi umudun mezar taşına isimlerini yazdırıyor.
Bir yanda iktidarın taş kesilmiş kibri,
diğer yanda muhalefetin kendi gölgesine bile güvenemeyen ürkekliği…
İkisi de aynı sessizliğin iki yüzü:
Biri susturarak, diğeri utandırarak tükeniyor.
Siyasetin Panayırı
Siyaset artık milletin iradesi değil; bir çıkar panayırı.
Hakikat, alkışın gürültüsünde boğulmuş;
vicdan, kürsülerin arkasına saklanmış.
Liyakatin yerini sadakat, adaletin yerini hesap, ideallerin yerini menfaat almış.
Her şey yerli yerinde görünüyor belki ama, hiçbir şey yerinde değil.
Bugün bu topraklarda bir yorgunluk hüküm sürüyor.
İnancını kaybetmemiş ama umudunu yitirmeye yüz tutmuş bir milletin yorgunluğu bu.
Gözleri hâlâ bir ışık........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d