menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Büyük utancın 70 yıllık enkazı…

15 0
05.09.2025

Eylül, İstanbul için sadece sonbaharın başlangıcı değildir; bazıları için yaprak dökümü, bazıları için ise hafızalardan silinmeyen acıların ayıdır. Hele eski İstanbullular için eylül demek gözyaşı ve utanç demektir.

6 Eylül 1955 Salı sabahı, Rum vatandaşlarımız da diğer tüm İstanbullular gibi günlük telaşlarına başlamıştı. Kimi işine gidiyor, kimi okuluna hazırlanıyor, kimi de dükkânını açıyordu. Hiçbiri birkaç saat sonra hayatlarının altüst olacağını bilmiyordu.

Olayların fitilini ateşleyen şey, Kıbrıs’taki Türk-Rum geriliminin Türkiye’deki basın yoluyla sürekli körüklenmesiydi. 6 Eylül’de Selanik’te Atatürk’ün evine bomba atıldığına dair haber aslında büyük ölçüde manipüle edilmişti. Bu haber, İstanbul Ekspres gazetesinin binlerce nüsha fazladan basılarak şehre dağıtılmasıyla âdeta bir kışkırtma aracına dönüştü. Sokaklara çıkan kalabalığın öfkesi bilinçli olarak yönlendirildi.

O gün İstanbul Cibali Tütün fabrikasında kim oldukları belirsiz, ellerinde sopalarla gençler ve işçiler toplanmıştı.

Bu fabrika kadın işçilerin yoğun çalıştığı bir yer olmasının yanı sıra 1900’lü yıllarda İstanbul’da ilk feminist hareketin başladığı yer olarak bilinir ama o sabah bu fabrikada ellerine adres listeleri verilmiş insanlar şehrin farklı bölgelerine dağılacaklardı. Bir grup Şişhane’den İstiklal’e, bir grup Eminönü, Samatya ve Yedikule’ye, bir diğer grup ise Kadıköy ve Adalar’a yönlendirildi. Sözde amaç Kıbrıs’taki gerginliklere tepkiydi. Ama kısa sürede anlaşıldı ki, bu bir protesto........

© Medya Günlüğü