menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

AK Parti’ye naçizane tavsiyeler…

7 9
05.03.2025

Bir atasözü vardır, “Attığın taş ürküttüğün kuşa değmez…”

Anlamı, yapılan bir işin sonunda elde edilecek gelirin toplamı, o iş için harcanacak emek ve kaynakların maliyetini karşılamıyorsa yapmak akıllıca olmaz. Akıllı olup o işe hiç girişmemek gerekir. Böylece boş yere kayıp yaşanmamış olur.

Bu atasözünü yıllar önce 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den duymuştum. Gül o zamanlar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı’ydı. Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği’nde düzenlen toplantılara kimi zaman başkanlık ederdi. O toplantılardan birinde sunulan öneriler değerlendirilirken biz kamu görevlilerine söylemişti o atasözünü. Aradan yıllar geçti. Gül hangi bağlamda sarfetti o atasözü unuttum ama hâlâ aklımda.

Emekli kamu görevlisi olarak ülkemizde siyasi gelişmeleri izledikçe o atasözünü hatırlıyorum. Daha önce de yazdım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yıllardır yargı kıskacı altında. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını İmamoğlu’na teslim eden AKP, seçmenin bu tercihini bir türlü kabullenemedi. Yıllardır İmamoğlu’nu baskı altında tutmak için çaba harcıyor, planlar yapıyor. Ancak umut edilenin aksine bu çabalar, planlar sonuç vermiyor. Girişilen iş sonuç vermiyor. “AKP’nin attığı taş ürküttüğü kuşa değmiyor.”

AKP’nin baskısı arttıkça İmamoğlu daha büyüyor. Cumhurbaşkanı adaylığına kendini hazırlıyor. Kampanya stratejisi üzerinde çalışıyor. Bu ortamda, “AKP, Cumhurbaşkanlığı yarışında İmamoğlu’nu görmek istemiyor, onu yarış dışına itmek için yargıyı alet ediyor. Ayrıca muhalefetteki dağınıklığı körüklüyor” kanaati kamuoyunda giderek yaygınlaşıyor. “Rakibini yargı marifetiyle saf dışı bırakmak isteyen parti” algısı giderek yerleşiyor. Yargıya siyasi müdahaleler yapıldığı yolundaki bu tür iddiaların yargı dünyası içinde de rahatsızlık yarattığı kuşkusuz. .

AKP’nin başta CHP, muhalefeti baskı altında tutmak, yargı kıskacına almak için çok çaba harcadığı, planlar yaptığı ancak bu plan ve çabaların da ters teptiği görülüyor. CHP ve diğer muhalefet partileri daha güçleniyor. AKP sanki “kendi ayağına ateş ediyor.” Gelişmelerden pek ders almıyor, umursamıyor izlenimi veriyor. İzlenen politikanın partiyi yıpratmasının, insanlarımız arasında gerginliğe yol açmasının yanı sıra, ülkemizin uluslararası görünümünü olumsuz etkilediği, dışarıdan gelebilecek yatırımları cesaretsizlendirdiği dikkate alınmıyor sanki. Bu gelişmeler de atasözünü doğrular nitelikte.

Yargının kimi kararlarının AKP’ye fatura edildiğini AKP kurmayları göz ardı etmemeli. Ekonomik krizin baskısı altındaki toplumun önemli bir kesiminin CHP belediyelerine, parti başkanlarına, gazetecilere, sanatçılara yapılan yargısal baskıları vs. AKP’ye fatura ettiği unutulmamalı.

Bu tür politikaların AKP’ye yararı ve zararı iyi değerlendirilmeli. Toplumda giderek artan kaygı ve endişeler serinkanlılıkla analiz edilmeli. Uzun vadeli bir bakış açısıyla AKP’nin politikaları masaya........

© Medya Günlüğü