1 Eylül Dünya Barış Günü ve toplumsal sorumluluk
Bu yıl, yeni çözüm süreci nedeniyle öne çıkan mesajlar, talepler ve etkinliklere katılım daha da önem arz ediyor. Yeni çözüm sürecine dair toplumsal heyecan ve umudu gözlemleme şansı bakımından da dikkate değerdi. Ancak her yıl olduğu gibi, Kürtlerin yoğun yaşadığı metropoller ve yerleşim yerleri dışında, ayrıca Kürt sorunu konusunda duyarlılığa sahip siyasi çevreler haricinde ciddi bir kıpırdanma ve hareketlilik olmadı. Siyasi partiler, sendikalar, meslek örgütleri ve demokratik kurumlar mesaj dahi yayınlamadılar. Bu yıl merkez Türk siyasetinde bazı şahısların iki dilli basın açıklamaları tarihe geçek nitelikte ilk örnektir.
Meclis’te bir parti hariç diğer tüm partilerin katılımıyla kurulan yeni çözüm süreciyle ilgili komisyon çalışmaya başlamasına rağmen, Kürt sorununun çözümü ve barış hâlâ Türkiye’nin bütününün öncelikli gündemi olabilmiş değil. Bunu, İstanbul’dan veya Ankara’dan herhangi bir toplantı için Diyarbakır’a, Van’a uçanlar uçaktan ilk adımı attığı andan itibaren hissederler. Yılda bir gün bile 81 ilin gündemini ortaklaştırmayı başarabilmiş değiliz.
Bu, Türkiye’nin Kürt sorununu eşitlik temelinde çözmeye hâlâ mesafeli oluşunun bir emaresi olsa gerek. Başka bir ifadeyle, barışın toplumsallaşması mücadelesinde bulunduğumuz noktaya ya da almamız gereken yolun uzunluğuna işaret........
© marksist.org
