Taziye Yemekleri Sorunu
Her sözün, hükmün ve ilişkinin bir arka-planı, bağlamı, kapsamı, zamanı ve bir de maksadı vardır; Ali Şeriati buna “Sözün Coğrafyası” der.
Kendi başına soyut olarak doğru görülen bir söz ya da hüküm, bağlamı (kontekst) dışında ifade edildiğinde yanlış anlaşılmaya yol açabiliyor.
Sosyal ve kültürel alandaki yargıların ve kabullerin değişmez nas/dogma olarak değil, bağlam ve maksadı gözetilerek değerlendirilmesi gerekiyor.
12.11.2025 tarihinde bu gazetede yayımlanan bir köşe yazısında şu ifadeler yer alıyor;
“Bugün bazıları “taziye yemeği gereksiz masraf, belediye bütçesine yük” diyerek bu geleneği kaldırmayı bir başarı gibi sunuyor.
Taziye sofralarını kaldırmak, aslında “birlikte acı çekmeyi” unutmak demektir… Bugün ne yazık ki bu kadim gelenek, “tasarruf”, “modernleşme”, “israfı önleme” gibi kavramların arkasına saklanarak sessizce yok edilmek isteniyor…
Belediyeler, kurumlar, bazı yöneticiler her türlü gösterişli eğlenceye, konserlere, festivallere, şatafatlı etkinliklere bütçe ayırırken, kimse israf demiyor… Ama iş taziye evine, acının paylaşıldığı o sofraya gelince, birden “tasarruf” kelimesi hatırlanıyor…
Evet, bazı yerlerde abartılı sofralar kurulmuş olabilir, bazen ölçü kaçmış olabilir. Ama çözüm geleneği ortadan kaldırmak değil, onu doğru yaşatmaktır… Çünkü bu sofralar, insanın hem merhametini hem alçakgönüllülüğünü pekiştirir… İşte bu ortamda taziye sofralarını kaldırmak, toplumsal çözülmenin son halkası olur… Çünkü bu sofralar, sadece ölenin değil; milletin vicdanının yaşadığı yerlerdir. ..”
Kıymetli yazarımız ile birebir konuşmak ve konuyu değerlendirmek imkan ve fırsatım var. Ancak mardinlife okurlarına ve kamuoyuna açık olan söz konusu yazıdaki yaklaşıma, yine bu gazetede kamuoyu ve okurlarımızla değerlendirmeyi paylaşmamın daha verimli ve makul olacağı düşüncesiyle yazıyorum.
Aynı konuda farklı yaklaşımlar olabilir. Niyetleri sorgulamak ve kişileri konuşmak değil; fikirleri tartışmaktır doğru olan.
Taziye yemekleri sorunuyla alakalı gelişmeleri, dinamikleri, aktörleri ve sıkıntıları ve niçin kaldırmak gerektiğini; kimlerin niçin ve hangi maksatla buna tevessül ettiğini yakından takip ederek arka planına da vakıfım.
Taziye yemeklerinin kaldırılmasına matuf gelişmeler de bağlam ve maksad üzerinden doğru tahlil edilmelidir.
Önce şunu tavzih etmek lazım; kimse acıyı paylaşma, dayanışma ve geleneğe karşı çıkmıyor. Karşı çıkılan husus, taziye değil; taziye yemeği üzerinden sergilenen şatafat, gösteriş ve tekebbürdür.
Taziye yemeklerinin vefat edenin yakınları üzerinde bir külfet, bir sorun haline geldiği hususu uzun zamandır kamuoyunun........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Gideon Levy
Sabine Sterk
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein